Sürdürülebilirlik Rehberi

Yerel topluluklar, çevreleriyle kurdukları güçlü bağ sayesinde doğal kaynakların verimli kullanımında önemli bir avantaja sahiptir. Bu topluluklarla kurulan işbirlikleri, doğal kaynakların korunması, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaşması ve yerel üretim sistemlerinin güçlendirilmesini destekler. Yerel deneyimler, kalkınmanın sağlam temellerini oluşturur. Yerel işbirlikleri yalnızca ekonomik ve çevresel alanda değil, aynı zamanda sosyal düzeyde de büyük etkiler yaratır. Toplumun farklı kesimlerinin katılımı, sürdürülebilirlik bilincinin artmasını sağlar. Bu katılım ve farkındalık, uzun vadede sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmanın anahtarıdır. Toplulukların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek ekonomik yapılar geliştirmesi, sürdürülebilir kalkınmaya doğrudan katkı sağlar. Yerel girişimlerin desteklenmesi, hem ekonomik kalkınmayı hızlandırır hem de çevresel etkilerin azaltılmasına yardımcı olur. Dayanıklı ve çevre dostu iş modelleri, yerel pazarlarda sürdürülebilir büyümeyi mümkün kılar. Ayrıca, yerel topluluklar çevre koruma konusunda büyük bir potansiyele sahiptir. Çevre dostu projeler ve girişimlerle doğal kaynakların korunmasını sağlayabilir, biyolojik çeşitliliği ve yeşil alanları artırmak için yerel yönetimlerle işbirliği yapabilirler. İklim değişikliği yerel düzeyde ciddi etkiler yaratmaktadır. Bu etkilerin azaltılması için kurulan yerel işbirlikleri, toplulukların iklim değişikliğine karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. Adaptasyon projeleri, toplulukların sürdürülebilir geleceğe uyum sağlamasında kritik rol oynar.

• Gönüllü Katılım: Yerel çevre projelerine destek vermek, geri dönüşüm faaliyetlerine katılmak veya yerel sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak.

• Yerel Ürün ve Hizmetlere Destek: Çevre dostu yerel ürünleri tercih ederek, hem ekonomiyi güçlendirmek hem de çevresel etkileri azaltmak.

• Sosyal Girişimciliği Desteklemek: Sosyal sorumluluk projelerinde yer almak veya yerel girişimcilere mentorluk yaparak sürdürülebilir iş modellerini teşvik etmek.

Enerji verimliliği, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin temel unsurlarından biridir. Dünya genelinde enerji tüketiminin büyük kısmı fosil yakıtlardan sağlanmakta, bu durum ise sera gazı emisyonlarının artmasına ve iklim değişikliğinin hızlanmasına yol açmaktadır. Enerjinin daha etkin ve tasarruflu kullanılması, hem maliyetleri düşürür hem de çevresel etkileri azaltır. Su, en değerli doğal kaynaklardan biridir ancak küresel çapta su kaynakları hızla azalmaktadır. Su tasarrufu, hem sanayi hem de bireysel kullanımda suyun verimli yönetilmesini gerektirir. Bu sayede mevcut su kaynakları korunabilir ve sürdürülebilir şekilde kullanılabilir. Atık yönetimi de sürdürülebilirliğin kritik bir parçasıdır. Artan atık miktarı doğal kaynakların hızla tükenmesine ve çevre kirliliğine neden olmaktadır. Geri dönüşüm ve yeniden kullanım uygulamaları, atıkların çevresel etkisini azaltırken kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar. Tarım sektörü, su, enerji ve toprak gibi kaynakların yoğun kullanıldığı alanlardan biridir. Bu kaynakların verimli kullanımı, sürdürülebilir ve çevre dostu gıda üretimi için elzemdir. Ayrıca gıda israfının azaltılması, kaynakların korunmasına önemli katkı sağlar. Kaynak verimliliğini artırmak için altyapı yatırımları kritik önemdedir. Modern altyapı projeleri, kaynakların etkin kullanımını sağlarken, doğal çevrenin korunmasına da yardımcı olur. İleri teknoloji kullanımı ise kaynak yönetiminde sürdürülebilirliği ve verimliliği artıran önemli bir araçtır.

Sosyal sorumluluk projeleri, sadece yardım faaliyetleriyle sınırlı kalmaz; aynı zamanda toplumun farklı alanlarda gelişimini destekleyen girişimleri kapsar. Bu projeler, toplumsal eşitsizlikleri azaltmayı, çevresel sorunlara çözümler üretmeyi ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi hedefler. Katılım sağlamak, hem bireysel hem de toplumsal sorumluluğun artmasına katkıda bulunur. Eğitim, sürdürülebilirlik farkındalığı yaratmada en etkili araçlardan biridir. Eğitim projeleri sayesinde bireyler, çevre dostu alışkanlıklar kazanır, sosyal adaletin önemini kavrar ve sürdürülebilir yaşam biçimleri hakkında bilgi edinirler. Sosyal sorumluluk projeleri, özellikle dezavantajlı grupların —düşük gelirli bireyler, kadınlar, çocuklar ve marjinal topluluklar— desteklenmesine odaklanır. Bu sayede sosyal eşitsizliklerin azaltılması ve sürdürülebilir kalkınmanın sosyal boyutunun güçlenmesi sağlanır. Çevre dostu projeler ise doğal kaynakların korunması, biyolojik çeşitliliğin artırılması ve ekosistemlerin iyileştirilmesine yöneliktir. Geri dönüşüm, enerji tasarrufu ve doğa koruma gibi faaliyetler bu kapsamda değerlendirilebilir. Gıda güvenliği, sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biridir. Açlıkla mücadelede sosyal sorumluluk projelerine katılmak, özellikle gıda yardım programlarında yer almak, önemli katkılar sağlar. Ayrıca, sosyal sorumluluk projeleri yerel altyapı ihtiyaçlarının karşılanmasına da destek olur. Bu sayede toplumların yaşam kalitesi artar ve yerel kalkınma hızlanır. Bireyler sosyal sorumluluk projelerine şu yollarla katkıda bulunabilir:

• Gönüllü Çalışmalar: Çevre temizliği, eğitim desteği veya gıda dağıtımı gibi projelerde aktif rol almak.

• Bağış ve Destek: Para, gıda veya giysi gibi yardımlarla sosyal kuruluşlara katkı sağlamak.

• Eğitim ve Bilinçlendirme: Sürdürülebilirlik, çevre ve sosyal adalet konularında seminer ve atölyeler düzenlemek.

• Sosyal Girişimcilik: Kendi sosyal sorumluluk projenizi başlatmak; örneğin geri dönüşüm veya sürdürülebilir tarım alanlarında yenilikçi çözümler geliştirmek.

Academic entrepreneurship : translating discoveries to the marketplace

Academic entrepreneurship is a multifactorial and multidimensional phenomenon. This book presents research featuring aspects of academic entrepreneurship at the regional, institutional, and organizational levels of analysis. Phillip H. Phan and the authors illustrate that the more interesting aspects of this subject are in the ‘tails of the distribution,’ where counter-intuitive findings from the data call simple theories into question and inspire a vigorous discussion of alternatives.

New York kapı dışı sanatı

Yayımlanmadan önce, bu kitapta yer alan ve almayan çoğu fotoğrafı New York’ta oturanya da geçici olarak New York’ta bulunan birçok kişiye gösterdim. Hepsi, önemli sanat yapıtlarıyla karşılaşmış gibi davrandılar; ama pek azı, bunları (ya da başka sokak resimlerini) kentin o ya da bu sokağında, şu ya da bu duvarında görmüş olduklarını söylediler. Nasıl görmemiş olabilirlerdi bu tür resimleri? Kentin seyrek uğranan bölgelerinde yer alıyor değildi çoğu. Görmüş olmalıydılar. Görmeden bakmış olmalıydılar belki de. Bu resimlerin fotoğraflarını çekme görevine atamasaydım kendimi, ben de mi görmeyecektim onları?” İlhan Mimaroğlu’ndan, New York’un en göz önünde ama en az fark edilen sanat yapıtlarını saptayan, değerlendiren, sıradışı bir bakış denemesi. İlhan Mimaroğlu’nun kendi çektiği, geçiciliğe ve tembel bakışlara kafa tutan fotoğraflarla.

Üniversitelerdeki araştırma ve uygulama merkezlerinin işlevselliği : üniversite-sanayi işbirliğinin

Üniversitelerdeki araştırma ve uygulama merkezlerinin etkinliğini ve bu merkezlerin üniversite-sanayi işbirliğindeki rollerini ele almaktadır. Kitap, üniversite ve sanayi arasındaki işbirliğinin yeniden yapılandırılması gerekliliğini vurgulayarak, bu süreçte karşılaşılan zorlukları ve çözüm önerilerini tartışmaktadır. 2007 yılında Detay Yayıncılık tarafından yayımlanan eser, Prof. Dr. Rıfat Yıldız ve Prof. Dr. Hayriye Atik'in editörlüğünde hazırlanmıştır.

(Un)common ground : creative encounters across sectors and disciplines

David Garcia, Amsterdam'daki Zaman Tabanlı Sanatlar'ın kurucu üyesi ve canlı etkinliklerin ve kamuoyu tartışmalarının elektronik iletişimlerle birleştirilerek nasıl geliştirilebileceğini araştıran bir dizi uluslararası konferansın yaratıcısıdır. Şu anda Portsmouth Üniversitesi ve Utrecht Sanat Okulu'nda Dijital Kültürler için Tasarım Profesörüdür. Bronac Ferran bir araştırmacı ve kültürel yapımcıdır, daha önce İngiltere Sanat Konseyi'nde (ACE) Disiplinlerarası Sanatlar Direktörüdür. İngiliz Dili ve Edebiyatı okuduğu Dublin'deki Trinity College'dan mezundur. İngiltere Hükümeti'nin Yaratıcı Endüstriler ve Yüksek Öğrenim Forumu'nda yer almaktadır ve Cambridge'deki Darwin College'da Ziyaretçi Ortak olarak görev yapmıştır. Cathy Brickwood, Hollanda'daki Virtueel Platform'un Program yöneticisidir. Yeni medya ve kültür alanında Avrupa fonlaması ve politikaları hakkında makaleler yazdığı Avrupa Kültür Omurgası'nın eski kurucusu ve koordinatörüdür. Ayrıca görsel sanat, dijital kültür ve medya üzerine çok sayıda kitabın serbest çevirmeni ve editörü olarak çalışmıştır.

Magnifying mirrors : women, surrealism, & partnership

Özgünlükleriyle ün salmış olsalar da sürrealistler, sanatsal iş birliğini onurlu ve üretken bir uygulama olarak yeniden canlandırdı. Ünlü sürrealistlerin çoğu erkekti, ancak neredeyse hepsi romantik ilham kaynaklarından çok daha fazlası olan kadın sanatçılarla birlikteydi. Bu en karmaşık ortaklıklara çok az dikkat gösterildi.

Collaboration and conflict : a contextual exploration of group writing and positive emphasis

Bu eser, bir yönetici mektubunun grup olarak yazılma sürecini etnografik bir yaklaşımla incelemektedir. Kitap, organizasyon içindeki yazma süreçlerini, özellikle de grup yazımını ve bu süreçte ortaya çıkan işbirliği ve çatışma dinamiklerini detaylı bir şekilde ele alır. Bu çalışma, İngilizce, iletişim ve teknik/iş yazımı öğretmenleri için, kurumsal ortamlardaki yazma uygulamaları hakkında değerli bilgiler sunmayı amaçlamaktadır.