Sürdürülebilirlik Rehberi

Toplu Taşıma Araçları: Otobüs, metro, tramvay ve tren gibi toplu taşıma araçları, bireysel araç kullanımına göre çok daha az enerji tüketir ve aynı alanda daha fazla insan taşıyabilir. Bu araçların kullanılması, trafikteki araç sayısını azaltarak karbon emisyonlarını düşürür. Toplu taşıma araçlarında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı (örneğin elektrikli otobüsler) da çevresel etkileri daha da azaltır. Sık ve Verimli Seferler: Toplu taşıma sistemlerinin yaygınlaştırılması ve sefer sıklığının artırılması, bireylerin araç kullanma ihtiyacını azaltır. Ayrıca, toplu taşıma araçlarının zamanında ve düzenli çalışması, insanların bu sistemlere daha fazla güvenmesini sağlar. Bisiklet Yolları: Bisiklet, çevre dostu ve enerji tasarruflu bir ulaşım aracıdır. Şehirlerde güvenli bisiklet yolları oluşturarak, hem ulaşımda bisiklet kullanımını teşvik edebiliriz hem de egzoz gazlarını ve hava kirliliğini azaltabiliriz. Bireyler, kısa mesafelerde toplu taşıma yerine bisiklet kullanarak çevreyi koruyabilirler. Yürüyüş Yolları ve Yeşil Alanlar: Yürüyüş, en temel ve çevre dostu ulaşım şeklidir. Yürüyüş yollarının genişletilmesi, insanların yürüyerek daha fazla mesafe kat etmelerini sağlar. Aynı zamanda yeşil alanların artırılması, hem hava kalitesini iyileştirir hem de insanların daha sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemelerini destekler. Elektrikli Araçların Kullanımı: Elektrikli araçlar, fosil yakıtla çalışan araçlara göre çok daha az karbon salınımı yapar ve şehirlerdeki hava kirliliğini azaltır. Bireyler, elektrikli araçlar kullanarak çevre dostu bir ulaşım biçimi benimseyebilirler. Ayrıca, elektrikli araçların şarj altyapısının yaygınlaştırılması, bu araçların kullanımını daha erişilebilir hale getirir. Araç Paylaşımı (Car Sharing): Araç paylaşımı, bireylerin kendi araçlarını kullanmak yerine, ortaklaşa bir araç kullanmalarını sağlar. Bu sistem, araç sayısını azaltarak trafik yoğunluğunu ve karbon salınımını azaltır. Özellikle şehir içinde araç paylaşımı, çevreye duyarlı bir ulaşım çözümü sunar. Uygulamalar ve platformlar aracılığıyla araç paylaşımı, hem ekonomik hem de çevresel açıdan avantajlıdır. Elektrikli ve Hibrit Otobüsler: Elektrikli otobüsler, geleneksel dizel otobüslere kıyasla çok daha düşük emisyon salınımına sahiptir. Birçok şehir, toplu taşıma filosuna elektrikli ve hibrit otobüsler dahil ederek hava kalitesini iyileştirmekte ve karbon emisyonlarını azaltmaktadır. Elektrikli Metro ve Trenler: Elektrikli trenler ve metrolar, şehir içi ulaşımda düşük enerji tüketimi ve düşük karbon salınımı sağlamak için önemli alternatiflerdir. Özellikle şehirlerin ana ulaşım hatlarında bu tür sistemlerin kullanılması, çevre dostu ulaşımın yaygınlaşmasına katkı sağlar. Entegre Ulaşım Sistemleri: Şehir planlamasında, farklı ulaşım türlerinin (bisiklet, yürüyüş yolları, toplu taşıma) entegre bir şekilde tasarlanması çok önemlidir. Bu, bireylerin ihtiyaç duyduklarında kolayca bir ulaşım modundan diğerine geçmelerini sağlar. Örneğin, metro istasyonlarına bisiklet park yerleri eklemek veya toplu taşıma ile yürüyüş yolları arasındaki bağlantıları güçlendirmek, insanların sürdürülebilir ulaşım çözümlerini tercih etmelerini sağlar. Otopark Alanları ve Araç Trafiği Yönetimi: Şehirlerde araç kullanımını teşvik eden geniş otopark alanlarının azaltılması, bireyleri toplu taşıma kullanımına yönlendirebilir. Ayrıca, trafiğin yoğun olduğu bölgelerde araç kullanımına yönelik kısıtlamalar ve alternatif ulaşım teşvikleri, daha fazla kişinin sürdürülebilir ulaşım seçeneklerine yönelmesine yardımcı olur. Teşvik Edici Politikalar: Belediyeler ve hükümetler, sürdürülebilir ulaşım çözümlerini teşvik etmek için çeşitli politikalar geliştirebilir. Elektrikli araçlar için vergi indirimleri, toplu taşıma için düşük ücretli biletler veya bisiklet kullanımını artırmaya yönelik teşvikler gibi uygulamalar, bireylerin çevre dostu ulaşım seçeneklerini tercih etmelerini sağlar. Eğitim ve Farkındalık Kampanyaları: Sürdürülebilir ulaşımın önemi hakkında toplumu bilinçlendiren kampanyalar, insanların toplu taşıma, bisiklet veya elektrikli araçlar gibi ulaşım araçlarını kullanmalarını teşvik edebilir. Bu, bireylerin yaşam tarzlarını değiştirerek çevreye duyarlı bir ulaşım alışkanlığı geliştirmelerine yardımcı olur.

Evde Atık Ayrıştırma: Bireyler, atıklarını kaynağında doğru bir şekilde ayırarak geri dönüşüm sürecini başlatabilirler. Organik atıklar (yiyecek artıklar ve doğal malzemeler), geri dönüştürülebilir atıklar (kağıt, plastik, cam, metal) ve tehlikeli atıklar (pil, ilaçlar, kimyasal maddeler) ayrı kutularda toplanmalıdır. Bu, geri dönüşüm oranlarını artırarak, doğru atık işleme ve geri dönüşüm işlemlerini kolaylaştırır. Eğitim ve Farkındalık: Atık ayrıştırma konusunda toplumda farkındalık yaratmak önemlidir. Okullar, mahalleler ve işyerleri gibi yerlerde geri dönüşüm hakkında eğitimler düzenlemek, insanların atıklarını doğru şekilde ayırmalarına yardımcı olabilir. Plastik, Cam, Kağıt ve Metal Geri Dönüşümü: Çeşitli atık türlerinin geri dönüşümü, doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur. Plastiklerin, camların, kağıtların ve metallerin geri dönüştürülmesi, bu materyallerin yeniden kullanılmasını sağlayarak, üretim süreçlerinde hammadde ihtiyacını azaltır. Örneğin, plastik atıklar yeniden işlenerek yeni plastik ürünler üretilebilir, cam ve metal ise defalarca geri dönüştürülebilir. Kompostlama: Organik atıkların (yiyecek artıkları, bitki kalıntıları) doğal yollarla dönüştürülmesi, toprağa değerli gübre sağlar. Bireyler evlerinde kompost yaparak, organik atıklarını geri dönüştürebilirler. Kompostlama, çöplüklerdeki organik atık miktarını azaltırken, aynı zamanda toprak kalitesini artırır. E-atık Toplama ve Geri Dönüşüm: Elektronik cihazlar, içerdikleri değerli metaller ve bileşenler nedeniyle geri dönüştürülmelidir. E-atıklar arasında eski telefonlar, bilgisayarlar, televizyonlar ve beyaz eşyalar bulunur. Bu tür cihazlar, çöplüklere atıldığında çevreye ciddi zarar verebilir. Elektronik atıkların geri dönüşümü, hem bu zararı engeller hem de içerdikleri altın, gümüş, bakır gibi değerli metallerin yeniden kullanımı sağlar. E-Atık Toplama Noktaları: Şehirlerde, eski elektronik cihazların toplanacağı geri dönüşüm noktaları kurularak, bu atıkların çevreye zarar vermeden toplanması ve işlenmesi sağlanabilir. Ayrıca, bu tür atıkların geri dönüşümü, tıpkı diğer atık türleri gibi ekonomik değer yaratır. Tüketim Azaltma ve Paylaşım Ekonomisi: İnsanlar, tükettikleri ürünleri daha uzun süre kullanarak atık miktarını azaltabilirler. Ayrıca, ürünlerin tamir edilmesi veya ikinci el olarak satılması, yeni ürünler üretmek için gereken kaynakların azaltılmasına yardımcı olur. Bu, "paylaşım ekonomisi" anlayışını da destekler; yani, bireyler ihtiyaç duydukları ürünleri satın almak yerine kiralayabilir veya paylaşabilirler. İleri Dönüşüm (Upcycling): Atık malzemelerden yeni, değerli ürünler üretmek, ileri dönüşüm anlamına gelir. Örneğin, eski ahşap paletler mobilya haline getirilebilir, eski giysiler yeni tasarımlarla değerlendirilebilir. Bu tür uygulamalar, atıkları azaltmakla kalmaz, aynı zamanda yaratıcı ve yenilikçi çözümler de sunar. Sıfır Atık Felsefesi: Sıfır atık, atık üretmeyi minimuma indirme hedefini güder. Bu yaşam tarzında, geri dönüşümü ve yeniden kullanımı teşvik etmek için her türlü çaba gösterilir. Örneğin, tek kullanımlık plastikler yerine yeniden kullanılabilir ürünler kullanmak (su şişesi, poşet, çatal bıçak seti) sıfır atık anlayışına uygun bir davranıştır. Yerel ve Doğal Ürünler Tercih Etmek: Yerel ve organik ürünlerin tercih edilmesi, daha az ambalajlı ürünlerin kullanılmasını sağlar. Bu, hem atık miktarını azaltır hem de yerel ekonomiyi destekler. Atıkların Enerjiye Dönüştürülmesi: Bazı atık türleri, özellikle organik atıklar, enerji üretiminde kullanılabilir. Çöp depolama alanlarında atıkların yakılması, metan gazı salınımını azaltarak enerji üretilebilir. Bu tür enerji üretim yöntemleri, atıkları sadece bertaraf etmekle kalmaz, aynı zamanda enerjiye dönüştürerek daha verimli bir kaynak kullanımı sağlar. Biyogaz Üretimi: Organik atıklardan biyogaz üretmek, atık yönetiminin sürdürülebilir bir yöntemidir. Bu, özellikle büyük ölçekli organik atıklar için geçerli bir çözüm olabilir. Biyogaz, elektrik üretmek veya ısınma için kullanılabilir

Parklar ve Bahçeler: Şehirlerin çeşitli bölgelerinde yeşil alanların artırılması, insan sağlığı ve çevre açısından büyük önem taşır. Bu alanlar, şehirdeki hava kalitesini iyileştirir, sıcaklıkları dengeleyerek mikro iklimler oluşturur ve doğal yaşam alanları sağlar. Toplumun sosyal ihtiyaçlarına yönelik parklar, yürüyüş yolları, bisiklet yolları ve oyun alanları gibi özellikler içeren yeşil alanlar, şehir sakinlerinin doğa ile iç içe olmasına imkan tanır. Çatı Bahçeleri ve Yeşil Çatılar: Yoğun şehirlerde yer sıkıntısı nedeniyle, çatıların yeşil alanlara dönüştürülmesi, hem estetik hem de çevresel açıdan faydalıdır. Çatı bahçeleri, binaların ısı yalıtımına katkı sağlar, yağmur suyunun emilmesine yardımcı olur ve doğayı şehir ortamında yeniden hayata döndüren bir çözüm sunar. Yeşil Kuşaklar: Şehirlerin çevresinde ve içinde belirli bir düzenle yerleştirilen yeşil kuşaklar, ekosistemlerin sürekliliğini sağlar. Bu kuşaklar, şehirdeki biyolojik çeşitliliği korur, doğal yaşam alanlarını destekler ve hava kalitesinin iyileştirilmesine yardımcı olur. Korunan Alanların Oluşturulması: Şehir içindeki orman alanları, göletler, sulak alanlar ve diğer doğal habitatlar, biyolojik çeşitliliği koruyan ekosistemlerdir. Bu alanların korunması, özellikle tehdit altında olan bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanlarını sürdürülebilir şekilde muhafaza eder. Ayrıca, bu alanların düzenli bakım ve korunma altına alınması, ekosistemlerin sağlıklı işleyişini sürdürmesine yardımcı olur. Çeşitli Bitki Türlerinin Kullanımı: Şehir peyzajlarında monokültür yerine, farklı bitki türlerinin kullanılması biyolojik çeşitliliği destekler. Yerel bitkilerin kullanılması, bölgenin doğal ekosistemleriyle uyumlu olur ve yerel fauna için besin kaynakları sağlar. Su Kaynakları Yönetimi: Su, doğal kaynakların en kritik öğelerinden biridir. Şehirlerde, suyun sürdürülebilir yönetimi büyük önem taşır. Yağmur suyu hasadı, su geri dönüşümü ve verimli sulama sistemlerinin kullanılması, su tasarrufunu artırır ve doğal su kaynaklarının tükenmesini engeller. Ayrıca, atık su arıtma tesislerinin etkin çalışması, suyun kirlenmesini engelleyerek suyun daha verimli kullanılmasını sağlar. Toprak Koruma ve Tarımsal Alanların Sürdürülebilir Yönetimi: Tarım alanlarının sürdürülebilir yönetimi, toprağın verimliliğini artırırken, aşırı tarım uygulamalarından kaçınılmasını sağlar. Toprak erozyonunu engellemek için uygun tarım tekniklerinin (örneğin, döner tarım, organik tarım) kullanılması, toprak sağlığını korur ve uzun vadede verimli tarım yapılmasını sağlar. Ayrıca, şehir sınırlarında yeşil kuşakların ve tarım alanlarının korunması, biyoçeşitliliği destekler ve gıda üretiminin sürdürülebilirliğine katkı sağlar. Sıfır Atık ve Doğal Kaynakların Tüketimi: Sıfır atık felsefesi, doğal kaynakların aşırı tüketilmesini engeller. Atıkların geri dönüştürülmesi, yeniden kullanılması ve mümkünse azaltılması, doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar. Örneğin, geri dönüştürülebilir malzemelerin yeniden işlenmesi, doğal hammaddelere olan bağımlılığı azaltır. Yenilenebilir Enerji Kaynakları: Doğal kaynakların korunması, enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların tercih edilmesiyle de doğrudan ilişkilidir. Güneş, rüzgar ve hidroelektrik enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltır ve doğanın daha az tahrip olmasını sağlar. Evlerde ve işyerlerinde bu tür enerjilerin kullanılması, enerji tüketimini daha çevre dostu hale getirir. Enerji Verimliliği: Mevcut enerji kaynaklarının verimli kullanılması da doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar. Yalıtımın artırılması, enerji verimli cihazların kullanılması ve enerji tüketiminin izlenmesi, enerji tüketimini azaltır ve dolaylı olarak doğal kaynakların korunmasını sağlar. Kentsel Tarım ve Bahçecilik: Şehir içi alanlarda tarım yapma olanakları, yerel gıda üretimini teşvik eder ve gıda güvenliğini artırır. Ayrıca, şehirdeki gıda üretimi, taşıma mesafelerini kısaltarak karbon ayak izini azaltır. Çiftlikler, kentsel tarım alanları ve çatı bahçeleri gibi çözümler, şehirde doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur. Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri: Şehir dışı tarım alanlarında, sürdürülebilir tarım tekniklerinin kullanılması, doğal kaynakların korunmasını sağlar. Organik tarım, permakültür ve agroekoloji gibi yöntemler, toprağın verimliliğini artırırken çevreye zarar vermez. Toplumda Doğal Kaynakların Korunması Bilinci Oluşturmak: Yeşil alanların korunması ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi için toplumda farkındalık yaratmak çok önemlidir. Eğitim programları ve toplumsal katılım, insanların çevre bilinci ile hareket etmelerini sağlar. Bu farkındalık, bireylerin günlük yaşamlarında doğal kaynakları daha verimli kullanmalarına ve çevre dostu alışkanlıklar edinmelerine yardımcı olur. Yerel Yönetimlerin Rolü: Belediyeler, doğal kaynakların korunmasına yönelik politikalar geliştirerek, bu konuda vatandaşları teşvik edebilir. Yeşil alanların artırılması, geri dönüşüm sistemlerinin yaygınlaştırılması ve su kaynaklarının korunması gibi alanlarda yerel yönetimler aktif bir rol üstlenmelidir. Evlerde ve işyerlerinde bitki yetiştirerek, doğaya katkıda bulunabilirsiniz. Çatı bahçeleri ve balkon bitkileri, yerel ekosistemlere katkı sağlar. Şehirdeki parkları ve doğal alanları düzenli olarak kullanarak, bu alanların korunmasına ve temiz tutulmasına yardımcı olabilirsiniz. Evde su kullanımını azaltmak için su tasarrufu sağlayan cihazlar kullanın. Düşük akışlı musluklar ve duş başlıkları kullanarak suyun verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayabilirsiniz

Community Science in Ecology Case Studies of Public Participation in Ecological Research in Japan

Bu kitap, ekolojiye odaklanarak Japonya'daki topluluk bilimi (veya vatandaş bilimi) projelerini tanıtmaktadır. Zamanla yavaşça inşa edilen ortamlar ve ekosistemler önemli ölçüde değişmekte ve çökmektedir. Hızla değişen bu ortamda, ekologların geniş bir alanı araştırmak ve korumak için araştırmalarında ve faaliyetlerinde gönüllülerle işbirliği yapmaları gerekmektedir. Bu kitap, ekologlara topluluk bilimi uygulamasında rehberlik etmeyi amaçlamaktadır. Önde gelen ekologlar ve topluluk bilimi projelerinin uygulayıcıları olan yazarlar, yöntemlerini ve uygulamadan öğrenilen dersleri paylaşmaktadır. Kitap, topluluk biliminin tanımıyla başlamakta ve takip eden bölümlerde gözlem, örnekler, fotoğraflar, videolar, sesler ve çevresel DNA gibi çeşitli yöntemler kullanılarak ekolojik topluluk biliminde izleme tanıtılmaktadır. Okuyucular, bu yöntemlerin ekolojik topluluk bilimi izlemesindeki avantajları ve dezavantajları hakkında bilgi edinebilirler. Kitap ayrıca bilimsel iletişim, ekolojik topluluk bilimi izlemesinden elde edilen veriler, katılımcıların hakları, topluluk biliminde karar alma ve gönüllülerle istilacı yabancı türlerin imhası ve doğa restorasyonu gibi koruma faaliyetleri gibi konuları da kapsamaktadır.

Bayesian Analysis of Spatially Structured Population Dynamics

Kitap, değişen dünyamızdaki mekansal olarak yapılandırılmış nüfus dinamiklerini anlamak ve tahmin etmek için kullanılabilecek bir dizi son teknoloji Bayes modelini tanıtıyor. Birkaç bölüm sırasıyla algılama/algılamama verilerini, sayım verilerini, birleşik sayım ve yakalama-yeniden yakalama verilerini ve mekansal yakalama-yeniden yakalama verilerini kullanan modelleri tanıtmaya ayrılmıştır. Kitap, bu karmaşık modellerin verimli bir şekilde hesaplanmasına olanak tanıyan Metropolis-Hastings algoritmalarının R kodunu sağlar. Kitap, bu modelleri kullanmak ve daha da geliştirmekle ilgilenen lisansüstü öğrencilere ve araştırmacılara yöneliktir.

Balkan Yearbook of European and International Law 2023

Balkan Avrupa ve Uluslararası Hukuk Yıllığı'nın (BYEIL) beşinci cildi, uluslararası ve karşılaştırmalı boyut ve açıların çeşitli ve güncel hukuki konularını ele almaktadır. BYEIL 2023, Çoklu Düzeylerde İnsan Hakları özel konusuna odaklanmakta ve yazarların insan haklarıyla ilgili konularda daha derin ve daha özlü bir anlayış sunmasıyla, ortaya çıkan eğilimlerle karakterize edilen kapsamlı bir şekilde araştırılmış alana katkıda bulunmaktadır. Bölünemezlik, karşılıklı bağımlılık, evrenselcilik ve kültürel görelilik etrafındaki tartışmalar kaçınılmaz olarak insan haklarını çeşitli düzeylerde keşfetmeye yol açmıştır. Avrupa Hukuku ve Uluslararası Hukuk üzerine iki kalıcı bölüm, bu oldukça dinamik ve gelişen alanlardaki son gelişmeleri ele almaktadır. Güneydoğu Avrupa perspektifinden bu konular hakkında akademik söylem için bir forum görevi görmektedirler.

Environmental Problem Solving in an Age of Climate Change Volume One: Basic Tools and Techniques

Bu ders kitabı, çevreyi inceleyen lisans öğrencilerine gerçek dünya çevre sorunlarını ele alma ve karmaşık sorunları ele almak için gerekli disiplinler arası ve profesyonel becerileri uygulama fırsatı sunar. Bu çalışma kitabı tarzındaki metnin kalbini oluşturan 12 ünitenin her biri, iklim değişikliğiyle doğrudan veya dolaylı olarak bağlantılı belirli bir çevresel zorluğa odaklanır. Öğrenciler, ilgili çevresel içerik bilgisini gözden geçirmelerini, bir dizi öğrenme çıktısı tabanlı beceriyi uygulamalarını, olası çözümleri değerlendirmelerini ve eylem için savunuculuk yapmalarını gerektiren etkinlikler boyunca yönlendirilir. Kitabın önemli bir özelliği, iklim değişikliğini, bir dizi mevcut çevresel zorluğa bakmak için ortak bir mercek olarak kullanan sorun tabanlı yaklaşımıdır. Öğrencilere, olası çözümleri belirlemek için temel bilgilerini ve disiplinler arası becerilerini nasıl uygulayabileceklerini göstermek, bilimin karar vermeyi bilgilendirmek için yararlılığını gösterir ve öğrencilerin çevre akademik programlarında ortak olan öğrenme çıktıları konusundaki yeterliliğini oluşturur.

Current Research in Archaeology of South American Pampas

Bu cilt, 2021 yılında Mar del Plata'da (Buenos Aires, Arjantin) sanal olarak düzenlenen ve Mar del Plata Ulusal Üniversitesi tarafından organize edilen Arjantin'in Pampas bölgesinin IX. Konferansı'ndan türetilen makalelerden bir seçkiyi içermektedir. Güney Amerika'nın güney konisinde yer alan Pampas, Orta Arjantin boyunca uzanan geniş düz otlaklardır ve dünyanın en büyük çayırlarından biridir. İnsanların ilk izleri yaklaşık 12.200 14C yıl BP'ye kadar uzanmaktadır. Geç Pleyistosen'den on altıncı yüzyıldaki İspanyol Fethi'ne kadar avcı-toplayıcı gruplar Pampas'ı işgal etti. Bölgedeki arkeolojik araştırmalar, erken dönem insanlığı, geçmişteki hareketlilik devreleri, yerli ve sömürge toplumları arasındaki etkileşim ve esas olarak Avrupalı ​​göçmenler ve yerli soyundan gelenler tarafından entegre edilen modern Pampa toplumunun bu karmaşık geçmişe ilişkin algısı gibi büyüleyici konulara odaklanmıştır. Bu kitap bu temaları bir araya getiriyor ve ana konuşmacılardan birinin konferansından bir seçki ve güncel Pampean araştırmasıyla ilgili çeşitli konuları temsil eden 18 makale içeriyor. Kitap iki ana eksende yapılandırılmıştır: 1) farklı kanıt hatları kullanan İspanyol öncesi çalışmalar; 2) tarihi arkeoloji ve kültürel miras.

Forest Management for Climate Change Mitigation Recent Innovations and Research Needs

Bu kitap, iklim değişikliğinin baskısı altındaki ormancılık manzaralarındaki toprak, bitki örtüsü ve ekosistemler üzerine en son araştırmaları gözden geçiriyor. Ayrıca iklim değişikliği, orman ekolojisi ve insan müdahaleleri arasındaki etkileşimi de inceliyor. Karbon tutulması, orman yangını etkileri, toprak biyojeokimyası ve metan emisyonları gibi çeşitli konuları kapsayan kitap, iklim değişikliği ortasında orman yönetimi için zorluklar ve fırsatlar hakkında bütünsel bir anlayış sağlamak için bilimsel araştırma ve yönetim stratejilerini birleştiriyor. Bu kitapta, okuyucular ormancılık sisteminde sera gazı (GHG) emisyonlarını ve karbon tutulmasını kontrol etmek için en güncel ağaçlandırma ve orman yönetimi tekniklerini bulacaklar. Bu kitabın okuyucuları, yeni ormancılık teknikleri, orman bitki örtüsü değişimi, doğal ve yapay bozulmalar, toprak sera gazları ve toprak kimyası hakkında bilgi edinerek ormanlara dair yeni bir bakış açısı kazanacak ve tüm bunları yaparken Çevre Kimyası ve Ormancılık arasındaki kritik ilişkiyi vurgulayacaklar.

Ecosystems Without Borders 2024 Opportunities and Challenges

Bu kitap, Eylül 2023'te Kaliningrad Devlet Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen III. Uluslararası "Sınırsız Ekosistemler: Fırsatlar ve Zorluklar" Konferansı'nda yapılan bir dizi sunumun devamıdır. Kitap, yenilikçi gelişme, bilim, teknoloji ve iş bağlamında ekosistemlerin dönüşümünü yansıtan araştırmaları sunmaktadır. Ayrıca ekosistemlerin mekansal yönlerini ve ekosistemler bağlamında yaratıcı sınıfın oluşumunun özelliklerini ele almaktadır. Teorik makaleler yalnızca ekonomide sürdürülebilir kalkınma fikirlerinin gerçekleştirilmesini değil, aynı zamanda inovasyon süreçlerinin yapısal dönüşümü fikirlerinin gerçekleştirilmesini de amaçlamaktadır.