Sürdürülebilirlik Rehberi

Karasal yaşam, biyolojik çeşitlilik ve ekosistem sağlığı açısından büyük bir öneme sahiptir. Doğanın korunması yalnızca doğal alanların sınırlandırılmasıyla değil, aynı zamanda günlük yaşamda benimsenen davranışlarla şekillenmektedir. İnsan faaliyetlerinin doğaya verdiği zararların en aza indirilmesi ve sürdürülebilir bir çevrenin oluşturulması için bireylerin bilinçli ve sorumlu davranması gerekmektedir. Doğayı koruma davranışları, doğal alanların temiz tutulması, habitat tahribatının önlenmesi, su ve enerji kaynaklarının verimli kullanımı, atıkların doğru yönetimi ve biyolojik çeşitliliği destekleyen uygulamaların benimsenmesini kapsamaktadır. Bu davranışlar, karasal ekosistemlerin korunmasına, toprak erozyonunun azaltılmasına ve iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sağlamaktadır. Ayrıca, doğayı koruma bilinci yerel topluluklarda sürdürülebilir kalkınmayı desteklemekte ve ekosistem hizmetlerinin sürekliliğini sağlamaktadır. Böylece doğal kaynakların gelecek nesiller için korunması mümkün hale gelmektedir.

• Doğada yürüyüş veya açık alan aktiviteleri sırasında çöplerinizi yanınızda taşıyarak doğaya zarar vermekten kaçınmak,

• Su ve enerji tasarrufu yaparak doğal kaynakların israfını önlemek,

• Ev ve çevrede atıkların geri dönüşümüne özen göstermek,

• Yerel flora ve faunayı koruyan, doğal habitatları destekleyen etkinliklere katılmak,

• Zararlı kimyasal ürünler yerine çevre dostu alternatifleri tercih etmek,

• Doğal yaşam alanlarının korunması konusunda farkındalık oluşturmak ve çevreyi bilinçlendirmek yer almaktadır.

Karasal yaşamın korunması, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi ve ekosistemlerin sağlıklı kalması, toplumların doğa hakkındaki bilgi düzeyine ve bu bilgiyi yayma kapasitesine bağlıdır. Doğru ve güncel bilgi edinmek, çevresel sorunların nedenlerini kavramak ve çözüm yollarını öğrenmek, hem bireysel hem de toplumsal davranışların şekillenmesinde belirleyici rol oynar. Bilgi edinme süreci, doğa koruma faaliyetlerinin etkinliğini artırmakta; bilinçli bireyler ve topluluklar, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı doğrultusunda bilinçli kararlar alabilmektedir. Çevresel eğitim ve farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması ise, toplum genelinde karasal yaşamın önemi konusunda ortak bir anlayışın oluşmasını sağlar. Teknoloji ve iletişim araçları, karasal yaşamın korunmasıyla ilgili bilgilerin geniş kitlelere ulaşmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Sosyal medya platformları, çevre kampanyaları, eğitim programları ve yerel etkinlikler aracılığıyla doğaya ilişkin bilgilerin paylaşılması, bireylerin doğayı koruma konusunda daha aktif katılım göstermesine olanak tanır. Toplumda doğa bilincinin artırılması, doğa tahribatının önlenmesi ve sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarının yaygınlaşması açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle bilgi edinme ve paylaşma, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 15’in başarısı için temel stratejilerden biridir.

• Doğa ve biyolojik çeşitlilik konularında güvenilir kaynaklardan düzenli olarak bilgi edinin.

• Çevrenizdeki bireylerle öğrendiğiniz bilgileri paylaşarak farkındalık yaratın.

• Çevre koruma etkinliklerine ve eğitim programlarına katılarak bilgi birikiminizi artırın.

• Sosyal medya ve diğer iletişim araçları yoluyla doğa koruma mesajlarının yaygınlaşmasına katkı sağlayın.

• Çocuklar ve gençlerle doğa bilincini geliştirmeye yönelik aktiviteler düzenleyin veya bu tür girişimleri destekleyin.

• Yerel doğa koruma projelerine aktif destek vererek katılım gösterin.

Karasal yaşamın korunması, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi ile doğrudan bağlantılıdır. Artan enerji ve kaynak tüketimi, orman tahribatı, toprak erozyonu ve habitat kaybı gibi çevresel sorunların derinleşmesine yol açmaktadır. Bu nedenle, enerji ve kaynak kullanımının azaltılması; karasal ekosistemlerin sağlığının korunması ve biyolojik çeşitliliğin devamının sağlanması açısından temel bir stratejidir. Enerji tüketiminin büyük çoğunluğu fosil yakıtlardan karşılandığından karbon salınımı artmakta ve iklim değişikliğinin etkileri yoğunlaşmaktadır. Bu durum, karasal habitatların bozulmasına ve birçok canlı türünün yaşam alanlarının daralmasına neden olmaktadır. Ayrıca aşırı kaynak kullanımı, toprak ve su kaynaklarının tükenmesine ve doğal döngülerin aksamasına sebep olmaktadır. Kaynak ve enerji kullanımının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve sürdürülebilir üretim-tüketim modellerinin benimsenmesiyle mümkündür. Bireylerin günlük yaşamlarındaki enerji tasarrufu ve kaynak kullanımını minimize etmeleri de ekosistemlerin korunmasına doğrudan katkı sağlamaktadır.

• Elektrik ve su kullanımını gereksiz yere artırmaktan kaçının; tasarruflu ürünleri tercih edin.

• Ulaşımda toplu taşıma, yürüyüş veya bisiklet kullanarak fosil yakıt tüketimini azaltın.

• Enerji verimliliği yüksek cihazlar kullanın ve evinizde enerji tasarrufu sağlayacak alışkanlıklar edinin.

• Geri dönüşüm yaparak ve yeniden kullanım yöntemlerini benimseyerek doğal kaynak tüketimini azaltın.

• Plastik ve tek kullanımlık ürünlerden kaçınarak çevresel baskıyı azaltın.

• Yerel ve mevsiminde üretilen ürünleri tercih ederek kaynak kullanımını optimize edin.

Impact of Petroleum Waste on Environmental Pollution and its Sustainable Management Through Circular

Bu kitabın amacı, petrol hidrokarbon atıklarından kaynaklanan zorlukları, ekosisteme olan zararlı etkilerini ve petrol hidrokarbon atıklarının yönetimi için mevcut biyolojik tekniklerin kullanımının sınırlamalarını ve iyileştirilmesini tartışmaktır. Bu kitap, gelişmekte olan ülkelerin temel bir ihtiyacı olan ekonomik olarak desteklenebilir bir toplum inşa etmede sürdürülebilir petrol atığı yönetimi için gelişmiş yeşil mühendislik teknolojilerinin rolüne odaklanmaktadır. Son on yılda elde edilen hızlı ekonomik büyümeye paralel olarak küresel enerji tüketiminde büyük miktarda endüstriyel atık oluşumuyla sonuçlanan bir artış olmuştur. Petrol atıkları, yeraltı tanklarından, vapurlardan, petrol kuyularının tıkanması ve terk edilmiş petrol rafinerisi sahalarından dökülmeler ve sızıntılar yoluyla salınır ve yüzey topraklarının, yeraltı sularının, denizlerin ve okyanusun kapsamlı bir şekilde kirlenmesine neden olarak ekosistem hasarına yol açar. Bunların dışında, petrol endüstrileri ham petrolün işlenmesi sırasında önemli miktarda hidrokarbon atığı salar. Bu petrol atıklarının uygunsuz atık yönetim tekniği, canlılar üzerinde ciddi etkilere neden olabilir. Bu tehlikeli atıkların çevrede bulunması, sucul ve karasal yaşam için savunmasız koşullar yaratacaktır. Bugüne kadar, bu petrol tehlikeli atıklarını arıtmak için bir dizi geleneksel teknik uygulandı, ancak biyolojik arıtma ekonomik ve çevresel bakış açısının temelleri açısından hepsinden daha verimlidir. Bu atıkları arıtmak için biyolojik çoğaltma, biyolojik uyarım ve kombinasyonel biyolojik çoğaltma ve biyolojik uyarım atık yönetimi stratejileri uygulanmaktadır. Bu tekniklere ek olarak, petrol atıklarının tehlikeli etkilerini azaltmak için biyolojik kompostlama/biyo yığın, arazi arıtma ve biyolojik bulamaç yöntemleri de kullanılmıştır. Atık yönetimini çevresel sürdürülebilirlik ve ekonomik kalkınma yoluyla entegre etmek, dairesel ekonomideki en önemli kilometre taşlarından biridir. Gelişmekte olan ülkelerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için dairesel ekonomiye doğru ilerlemeleri için acil bir gereklilik vardır.

Energy Policy Advancement Climate Change Mitigation and International Environmental Justice

Bu kitap, sürdürülebilir kalkınmanın dünya çapında etkili bir söylem haline geldiğini belirtiyor. İklim değişikliği yalnızca acil bir sorun değil, aynı zamanda sosyal adalet ve sürdürülebilir barış gelişimi ile çeşitli dinî geçmişlere sahip insanlar ve farklı ülkeler arasındaki dayanışma ile ilgili temel bir manevi sorudur. Bu nedenle, bu küresel sorunla yüzleşilmeli ve gelecekteki eylemler ve stratejiler için tanınmalıdır. Ancak, korku siyaseti barış, umut ve şefkat kültürüyle değiştirilmeli ve bu acil sorun iyimser bir tavırla ve belirli bir hazırlık derecesiyle karşılanmalıdır. İklim değişikliği birçok biçimde belirgindir, örneğin, en belirgin olanı, dünyanın dört bir yanında meydana gelen son hava dalgalanmalarıdır. Sel, kuraklık ve kasırgalar iklim değişikliğinin bu görünür belirtileridir. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin deniz, tatlı su ve kara yaşamını büyük ölçüde etkilemesi öngörülmektedir. Alaska ve Arktik'teki sıcaklıklar son 50 yılda küresel ortalama sıcaklığın iki katından daha hızlı bir oranda artmıştır. Yoksul insanlar insan yapımı iklim değişikliğine karşı savunmasızdır ve etkilerine hızla yanıt verirler. İklim değişikliğine ilişkin çeşitli bilgiler ve yaklaşımlar, bu büyüyen sorunu anlamaya yardımcı olur; küresel ortalama hava sıcaklığı yakın geçmişte yaklaşık 1,0°C (1,8°F) artmıştır. İklim Bilimi Özel Raporu'na göre, son birkaç yıl rekor kırmıştır ve 1901-2016 dönemi en sıcak dönemdir. Sera gazı (GHG) emisyonları hala artmakta olup, Dünya iklimi üzerinde zararlı etkilere sahiptir. Şu anda, CO2 konsantrasyonu herhangi bir zamandakinden daha yüksektir; en azından son 800.000 yıldır. Ancak, karbondioksit (CO2), insan kaynaklı iklim değişikliğini etkileyen tek GHG değildir.

Terrestrial conservation Lagersta⁺tten : windows into the evolution of life on land

Evrimsel biyologlar uzun zamandır fosil kayıtlarının eksikliğinden endişe duymaktadır. 'Derin zamanda' yaşamın çeşitliliği hakkındaki bilgilerimiz gelişmiş olsa da, mevcut hayvan ve bitkilerin birçok soyunun hala yalnızca seyrek fosil belgeleri bulunmaktadır. Fosilleşmeye uygun hale getiren 'sert kısımlara' sahip gruplar bile genellikle yalnızca sınırlı bir kayda sahiptir. Bu nedenle, fosil kayıtları yaşamın evrimsel tarihinin yeniden yapılandırılması için kritik olarak görülse de, birçok biyolog bunun yararlılığını sorgulamaktadır. Neyse ki, olağanüstü şekilde korunmuş fosillerin, koruma Lagerstätten (Konservat-Lagerstätten) olarak bilinen oluşumlarının keşifleri, yaşamın geçmişteki çeşitliliği hakkında çok fazla ışık tutmaktadır. Bu cilt, dünya çapında Fanerozoik boyunca karasal hayvanlar ve bitkiler için seçilmiş koruma Lagerstätten'lerini inceler ve Asya, Avrupa ve Kuzey ve Güney Amerika'daki alanları içerir. Makaleler bir arada, hem bu tür olağanüstü fosil yataklarının biyolojik çeşitliliğinin belgelenmesinde hem de koruma amaçlı Lagerstätten'lerin oluşumunun ardındaki jeolojik koşulların ve biyojeokimyasal süreçlerin açıklanmasında son yıllarda kaydedilen muazzam ilerlemeyi ortaya koymaktadır.

Wildlife of the Caribbean

Karayip adalarının yaşayan harikalarına dair temel rehberBu, Karayip adalarının doğal dünyasına dair ilk kapsamlı resimli rehberdir. 451 bitki, kuş, memeli, balık, deniz kabuğu ve çok daha fazlasını içeren 600 canlı renkli resim içerir. Rehber, öncelikle adalar arasındaki en dikkat çekici ve yaygın türlere bakarken, aynı zamanda Gergedan İguanası ve Küba Solenodonu gibi nadiren görülen yaratıkları da içerir ve okuyuculara bölgenin çeşitli yaban hayatı hakkında özel bir fikir verir. Her tür, bir veya daha fazla renkli fotoğraf veya çizimle; kimliği, durumu ve dağılımı ile ilgili ayrıntılarla; ve yaşam tarihi veya insanlarla ilişkisinin ilginç yönleriyle temsil edilir. Ek olarak, bir giriş bölümü, Karayipler'in fauna ve florasının benzersiz özelliklerine, her ikisinin de karşı karşıya olduğu tehditlere ve bölgenin olağanüstü doğal mirasını sürdürmek için atılan bazı adımlara odaklanır. Karayipler'in Yaban Hayatı, dünyanın bu bölgesindeki yaşayan harikaları öğrenmek için temel bir saha rehberidir.

Evolution's witness : how eyes evolved

Yırtıcı ve etçil canlıların katalizörlüğünde, bilinen ilk göz yaklaşık 543 milyon yıl önce Kambriyen patlaması sırasında bir trilobitte ortaya çıktı. Bu dönem evrimin bir potasıydı ve anatomik yaratıcılıkla doluydu, ancak oluşan görüşe giden yolculuk aslında bundan milyarlarca yıl önce başlamıştı. Ancak Kambriyen dönemi, gözün neredeyse tüm morfolojik formlarını doğurdu ve ardından yüz milyonlarca yıl boyunca iniş gerçekleşti ve en az on farklı tasarıma sahip hayal edilemez çeşitlilikte gözler sağladı. Bazı gözler ayna, tarama veya telefoto optikleriyle muhteşem bir yaratıcılık sergiliyor. Bu göz tasarımlarından bazıları sadece merak uyandırıcı şeylerken, diğerleri yalnızca kırınım yasaları veya fizyolojik optiklerle sınırlı, küçük bir alana sıkıştırılmış en iyi görsel potansiyeli sunuyor.

Talking about life : conversations on astrobiology

Güneş Sistemi'nin ötesinde var olduğu bilinen 500'den fazla gezegen, Mars'a doğru giden uzay araçları ve devam eden dünya dışı zeka arayışıyla, bu güncel kitap Evren'de yaşam arayışı hakkındaki güncel fikirleri araştırıyor. Düzinelerce gökbilimci, jeolog, biyolog ve yazarla karasal yaşamın kökeni ve menzili ve Dünya dışında yaşam için olası yerler hakkında samimi röportajlar içeriyor. Röportaj yapılan kişiler Mars ve Titan'a yapılan görevlerden öğrendiklerimizi tartışıyor, Dünya klonları arayışından bahsediyor, Dünya'daki şaşırtıcı yaşam çeşitliliğini tanımlıyor, post-biyolojik evrim hakkında spekülasyon yapıyor ve zeki uzaylılarla temasın bizim için ne anlama geleceğini araştırıyor. Astronomi ve gezegen biliminden jeoloji ve biyolojiye kadar konuları kapsayan bu kitap, 'Yalnız mıyız?' diye merak eden herkesi büyüleyecek.

Valuing ecosystem services : toward better environmental decision-making

Besin geri dönüşümü, bitkiler ve hayvanlar için yaşam alanı, taşkın kontrolü ve su temini, su ekosistemlerinin sağladığı birçok faydalı hizmet arasındadır. Bir konut geliştirme için bir sulak alanı boşaltmak gibi insan faaliyetleri hakkında karar verirken, hem geliştirmenin değerini hem de kaybedilebilecek ekosistem hizmetlerinin değerini göz önünde bulundurmak esastır. Ekosistem hizmetlerinin öneminin giderek daha fazla kabul görmesine rağmen, değerleri çevresel karar alma sürecinde sıklıkla göz ardı edilmektedir. Bu rapor, ekosistem hizmetlerine (maddi olmayanlar dahil) ekonomik değer atamak için yöntemler belirler ve bu tür çabalarda ekologlar ve ekonomistler arasında daha fazla iş birliği çağrısında bulunur.