Skip to Main Content
   
               

Selçuklular

Devlet Yönetimi

Yönetim ve İdaresi: Büyük Selçuklu devleti, sultanın hükümdarlık yetkilerine sahip olduğu bir monarşi şeklinde yönetiliyordu. Sultan, devletin en üstünde yer alıyor ve askeri, siyasi ve dini otoriteyi elinde bulunduruyordu. Bu dönemde sultanlar, hükümdarlık yetkilerini genellikle ailesi içinde nesilden nesile aktarıyorlardı.

  • Sultanın Yetkileri: Sultan, devletin en yüksek otoritesiydi ve geniş yetkilere sahipti. Hem askeri hem de sivil konularda kararlar alabilen sultan, ülkenin genel yönetiminden sorumluydu. Ordunun başkomutanı olarak, askeri stratejileri belirleme ve fetihleri yönlendirme yetkisi vardı. Ayrıca, devletin iç işlerinde de söz sahibiydi ve vergi politikalarını belirleme gibi ekonomik konularda da kararlar alıyordu.

  • Saray ve Vezirler: Saray, sultanın ikametgahı ve yönetim merkezi olarak işlev görüyordu. Sultan, sarayındaki vezirler aracılığıyla devlet işlerini yönetiyordu. Vezirler, sultanın başdanışmanları olarak görev yapıyor ve devletin idari, mali ve hukuki işlerinden sorumluydu. Vezirlerin yanı sıra, divan adı verilen bir danışma kurulu da sultanın çevresinde yer alıyordu.

  • Eyaletler ve Valiler: Büyük Selçuklu İmparatorluğu, eyaletlere (vilayetlere) ayrılmıştı. Her eyalet, bir vali tarafından yönetiliyordu. Valiler, sultanın atadığı güvenilir yetkililerdi ve hem askeri hem de idari konularda yetkilendirmişlerdi. Bu valiler, yerel düzeyde devletin otoritesini temsil ediyor ve vergi toplama, adaleti sağlama gibi görevleri üstleniyordu.

  • Bürokrasi ve Görevliler: Saray ve eyaletlerde görev yapan bürokratlar, devletin düzenli işleyişini sağlamak için önemli bir rol oynuyordu. Kâdılar, yargı görevlileri olarak adaleti temin ediyor, muhasebeciler finansal işleri yönetiyor, askeri emirler savaş ve güvenlikle ilgili konularda sorumluluk alıyordu. Bu görevliler, sultanın emirleri doğrultusunda hareket ediyor ve devletin istikrarını sağlamak için çaba gösteriyordu.

  • Ordu ve Askeri Sistem: Büyük Selçuklu ordusu, sultanın emrinde profesyonel bir orduydu. Sultan, orduyu savaşa hazırlamak ve savaş stratejilerini belirlemekle sorumluydu. Ordu, süvari birlikleri, piyade birlikleri ve özel askeri sınıflardan oluşuyordu. Sultanın komutasındaki generaller, eyalet valileri ve emirler, askeri otoritenin sürdürülmesine yardımcı oluyordu.

Merkezi Yönetim: Devletin merkezi yönetimi, başkentteki sarayda ve sultanın çevresindeki danışmanlarıyla şekilleniyordu. Saray, devletin idari işlerini yürütmek, politikaları oluşturmak ve devletin genel yönetimini sağlamak için kullanılıyordu. Saray bürokrasisi, vezirler, kâdılar, emirler ve diğer görevlilerden oluşuyordu.

  • Divan (Danışma Kurulu): Büyük Selçuklu Hükümdarlığı'nda devletin merkezi yönetimi Divan adı verilen bir danışma kurulu etrafında şekilleniyordu. Divan, sultanın başkanlık ettiği bir danışma ve karar alma organıydı. Divan, vezirler, kâdılar, emirler ve diğer önemli devlet görevlilerinden oluşuyordu. Sarayda düzenlenen Divan toplantıları, devletin iç ve dış politikalarının belirlendiği, sorunların çözüldüğü yerlerdi.

  • Vezirlik Sistemi: Vezirler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nda sultanın en güvendiği danışmanlarıydı. Vezirler, devletin en üst düzeydeki idari işlerinden sorumluydu. Mali işler, vergi politikaları, diplomatik ilişkiler ve ordunun finansmanı gibi konularda vezirlerin önemli rolü vardı. Vezirler, sultanın doğrudan emirleri doğrultusunda hareket ederlerdi.

  • Saray Teşkilatı: Saray, devletin idari ve yönetim merkezi olarak önemli bir role sahipti. Saray, sultanın ikametgahı olarak kullanılırken aynı zamanda devletin en üst düzeydeki işlerinin yürütüldüğü bir yerdi. Sarayda, sultanın ailesi, vezirler, kâdılar, danışmanlar ve diğer önemli devlet görevlileri bulunurdu. Sarayın iç yapısı, devletin günlük işleyişini sağlamak için düzenlenmişti.

  • İdari Bölümler ve Görevliler: Devlet, merkezi yönetimi güçlendirmek ve işlerini düzenlemek amacıyla çeşitli idari bölümlere ayrılmıştı. Bu bölümler arasında maliye, adalet, içişleri gibi alanlar yer alıyordu. Her bölüm, kendi alanındaki konularla ilgileniyor ve sultanın genel politikalarını uyguluyordu. Görevliler, bu bölümlerde çalışarak devletin günlük işleyişini sağlıyorlardı.

  • İstihbarat ve Güvenlik: Merkezi yönetim, devletin iç ve dış güvenliği ile ilgileniyordu. Sarayda bulunan istihbarat birimleri, iç ve dış tehditlere karşı bilgi toplama ve değerlendirme görevini üstleniyordu. Ayrıca, ordunun ve sınırların güvenliği için de özel güvenlik birimleri bulunuyordu.

İdari Birimler: Büyük Selçuklu İmparatorluğu, idari olarak eyaletlere (vilayetlere) ayrılmıştı. Bu eyaletler, valiler tarafından yönetiliyor ve yerel işlerden sorumluydu. Eyaletler, vergi toplama, güvenlik sağlama ve yerel düzeydeki adaleti temin etme gibi görevlere sahipti.

  • Eyaletler (Vilayetler): Büyük Selçuklu İmparatorluğu, idari birimleri eyaletlere ayırmıştı. Her eyalet, bir vali tarafından yönetiliyordu. Valiler, sultanın atadığı yetkililerdi ve eyaletlerdeki genel yönetimden sorumluydular. Eyaletler, genellikle coğrafi bölgelere dayalı olarak düzenlenmişti ve yerel yönetim için önemli birer idari birim olarak hizmet veriyordu.

  • Valilik Sistemi: Valiler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu'ndaki eyaletlerin başında bulunan yöneticilerdi. Sultan tarafından atanırlardı ve hem askeri hem de sivil konularda yetkilendirilmişlerdi. Valiler, sultanın politikalarını uygulamak, vergi toplamak, adaleti sağlamak ve yerel güvenliği temin etmekle sorumluydu. Valiler, sultanın otoritesini temsil ederler ve eyaletlerin iç işlerini düzenlerlerdi.

  • İl (Şehir) Yönetimi: Eyaletlerin içinde, büyük şehirlerde ve stratejik öneme sahip noktalarda "il" adı verilen yönetim birimleri bulunurdu. İller, yerel yönetim ve idari işlerin daha etkili bir şekilde düzenlenmesini sağlamak için kullanılırdı. Her ilin bir valisi ve altında çalışan idari görevliler bulunurdu. İller, ticaret, kültür ve ekonomik faaliyetlerin merkezi olarak önemli bir rol oynardı.

  • Kazalar ve Nahiye: Eyaletler içinde daha küçük idari birimlere "kaza" veya "nahiye" adı verilirdi. Bu, daha yerel düzeyde yönetimi sağlamak amacıyla kullanılan birimlerdi. Her kaza veya nahiye, kendi yerel işlerini düzenleyen bir yönetim ve mahkeme sistemine sahipti. Vergi toplama, adaleti sağlama gibi görevler bu birimler tarafından yürütülürdü.

  • Belediyeler ve Kasabalar: Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nda, şehirler ve kasabalar da yerel yönetim birimleri olarak önem taşırdı. Belediyeler, yerel ekonomiyi yönetir, altyapıyı geliştirir ve günlük yaşamı düzenlerdi. Kasabalar, genellikle ticaret ve zanaatın merkezi olarak hizmet veriyordu.

Saray Yapısı

Ana Saray Binası: Ana saray binası, sultanın resmi ikametgahı ve devletin en üst düzeydeki işlerinin yönetildiği yerdi. Bu bina genellikle gösterişli mimari özelliklere sahipti ve süslemelerle bezenmiş büyük bir giriş kapısıyla dikkat çekiyordu. Sarayın içinde, çeşitli odalar ve salonlar, toplantı alanları, özel odalar ve harem bulunurdu.

Divan (Danışma Odası): Divan binası, saray kompleksinde sultanın danışmanları, vezirler ve diğer devlet görevlileriyle toplantılar için kullanılıyordu. Burada devletin iç ve dış politikaları, vergi düzenlemeleri, hukuki meseleler gibi konular görüşülürdü. Divan, sarayın idari kararların alındığı ve uygulandığı bir merkezi oldu.

  • Konum ve İşlev: Divan salonu, Büyük Selçuklu saraylarının ana binalarından biriydi ve saray kompleksinin merkezi bir noktasında yer alırdı. Bu salon, sultanın danışmanları, vezirler, emirler ve diğer devlet görevlileriyle toplantılar ve görüşmeler için kullanılırdı. Divan salonu, devletin iç ve dış politikalarının belirlendiği, kararlar alındığı ve uygulandığı bir mekandı.
  • Mimari Özellikler: Divan salonları genellikle büyük boyutlara sahipti ve yüksek tavanlıydı. Yüksek tavanlar, geniş bir alan hissi yaratırken, kubbeler ve zarif sütunlar mimariyi süslerdi. Duvarlarda genellikle mozaik süslemeler, geometrik desenler ve çeşitli renklerdeki taşlar kullanılırdı. Bu mimari detaylar, sarayın estetik zenginliğini vurgulardı.
  • Sultanın Tahtı: Divan salonunun bir odak noktası genellikle sultanın tahtıydı. Taht, genellikle yüksek bir platformda yer alır ve sultanın toplantılara başkanlık ettiği ve devlet işlerini yönettiği yer olarak işlev görürdü. Taht, genellikle süslü bir şekilde tasarlanmış, değerli taşlarla bezenmiş ve sarayın ihtişamını temsil eden bir obje olurdu.
  • Toplantı ve Görüşmeler: Divan salonu, devletin en üst düzeydeki kararlarının alındığı bir yer olarak önem taşırdı. Sultan, danışmanları ve devlet görevlileriyle burada toplantılar düzenler, politikaları tartışır ve kararlar alırdı. Divan salonunda aynı zamanda hukuki meseleler, vergi politikaları, savaş stratejileri gibi birçok konu ele alınırdı.
  • Görsel Zenginlik: Divan salonları, mimari detayları ve iç süslemeleriyle görsel zenginlik sunardı. Duvarlardaki mozaikler, halılar, zarif lambalar ve süslemeler, salonun atmosferini zenginleştirirdi. Bu görsel unsurlar, sarayın zenginliğini ve sultanın ihtişamını vurgulayan bir rol oynardı.
  • Danışma ve Karar Alma: Divan salonu, sultanın danışmanlarıyla bir araya gelerek önemli devlet meselelerini ele alır ve kararlar alırken, aynı zamanda devlet görevlilerinin bir araya geldiği bir platformdu. Burada alınan kararlar, devletin genel yönetimine ve politikalarına yön verirdi.

Harem Bölümü: Harem, sarayın en özel ve sadece sultanın ailesine ayrılan bölümdü. Harem, sultanın eşleri, anneleri, kızları ve diğer kadın akrabalarını içerirdi. Bu bölüm, sultanın özel yaşamına aitdi ve dışarıdan sıkı bir şekilde korunuyordu. Harem, aynı zamanda sarayın estetik ve sanatsal yönlerini de yansıtan özenle tasarlanmış bahçeler ve süslemeler içerirdi.

  • İşlev ve Konum: Harem, Büyük Selçuklu saraylarının en özel ve sultanın ailesine ayrılan bölümüydü. Bu bölüm, sultanın eşleri, anneleri, kızları ve diğer kadın akrabalarını içeriyordu. Harem, sultanın özel yaşamını sürdürdüğü, dinlendiği ve ailesiyle bir arada olduğu bir alan olarak işlev görürdü.
  • Mimarlık ve Yapı: Harem binaları genellikle saray kompleksi içinde özel bir alanı kaplardı. Mimari detaylar genellikle diğer bölümlerden farklılık gösterirdi; duvarlar mozaik süslemelerle, renkli çinilerle ve zarif ahşap oymalarla süslenirdi. Harem binaları genellikle iç avlular ve bahçelerle çevrilmiş, sultanın ve ailesinin mahremiyetini sağlamak amacıyla dışarıdan görünmeyecek şekilde konumlanmıştı.
  • Odalar ve İç Mekanlar: Harem bölümü içinde bir dizi odadan oluşan özel mahaller bulunurdu. Bu odalar, sultanın eşleri, anneleri ve kızları için ayrılmıştı. Sultanın özel odası, yatak odası, dinlenme odası ve özel banyolar gibi mekanlar içerirdi. Harem bölümü, genellikle lüks kumaşlar, halılar, değerli taşlar ve sanat eserleriyle dekore edilirdi.
  • Hizmetçiler ve Görevliler: Harem bölümü, sultanın ailesinin günlük ihtiyaçlarını karşılamak ve hizmet etmek üzere özel görevliler ve hizmetçiler tarafından yönetilirdi. Hizmetçiler arasında şefkatle seçilmiş ve eğitilmiş kişiler bulunurdu. Aynı zamanda, harem bölümünde çalışan diğer görevliler arasında öğretmenler, şairler ve sanatçılar da yer alabilirdi.
  • Bahçeler ve Süslemeler: Harem bölümü genellikle özel bahçelerle çevriliydi. Bahçelerde çiçekler, ağaçlar ve çeşitli bitkiler bulunurdu. Bahçelerdeki su özellikleri, havuzlar ve çeşmeler, harem bölümünün atmosferini zenginleştirirdi. Duvarlardaki mozaikler ve süslemeler, harem bölümünün görsel zenginliğini artırırdı.
  • Harem Hayatı: Harem bölümü, sultanın eşleri, anneleri ve kızlarının günlük hayatını içeriyordu. Bu bölümde eğlenceli etkinlikler, müzik, dans ve edebi etkinlikler düzenlenirdi. Aynı zamanda, eğitim, sanat ve dinî etkinlikler de harem bölümünde önemli bir rol oynardı.
  • Mahremiyet ve Güvenlik: Harem bölümü, sultanın ailesinin mahremiyetini ve güvenliğini sağlamak amacıyla sıkı bir şekilde korunurdu. Harem binalarının girişleri genellikle sınırlıydı ve özel görevliler tarafından kontrol edilirdi. Bu, sultanın ailesinin dış etkilerden izole edilmesini ve güvenliğini sağlamayı amaçlayan bir güvenlik önlemiydi.

Mescit: Büyük Selçuklu sarayları, dini faaliyetler için ayrılmış alanlar içerirdi. Saray kompleksi içinde genellikle bir mescit bulunurdu. Bu alanlar, sarayın dini yönlerini vurgular.

  • İslam Mimarisinde Mescitler: Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde inşa edilen mescitler, genellikle İslam mimarisinin karakteristik özelliklerini yansıtırdı. Basit ve zarif tasarımları, kubbe ve minare gibi öğeleri içerirdi. Mescitler, Müslümanların ibadet ettiği, cemaatle namaz kıldığı ve dini öğretileri öğrendiği kutsal mekanlardı.
  • Saray Mescitleri: Büyük Selçuklu saraylarında, özellikle ana saray binası içinde veya saray kompleksi içinde saraya hizmet eden özel mescitler bulunurdu. Bu mescitler, sultanın ve sarayın üyelerinin günlük ibadetlerini gerçekleştirdiği yerlerdi. Aynı zamanda, mescitler sarayda düzenlenen dini törenler ve özel günler için de kullanılırdı.
  • Mimari Detaylar: Saray mescitleri, genellikle zarif minareleri, kubbeleri ve süslemeleri içerirdi. İslam sanatının önemli unsurları olan geometrik desenler, çini işçiliği ve kaligrafi, mescitlerin duvarlarını ve iç mekanlarını süslerdi. Mescitlerin tasarımları, sade ve derin bir dini atmosfer oluşturmaya odaklanırdı.

Kütüphane:Büyük Selçuklu sarayları kültürel faliyetler için ayrılmış alanlar içerirdir. Saray kompleksi içinde genellikle sultanın bilgi birikimini artırmak ve kültürel gelişmeyi desteklemek amacıyla bir kütüphane yer alırdı.Bu alanlar sarayın entelektüel yönlerini vurgular.

  • Bilgi Birikimi ve Kültürel Miras: Büyük Selçuklu dönemindeki kütüphaneler, bilgi birikiminin muhafaza edildiği ve yayıldığı önemli merkezlerdi. Kütüphaneler, el yazmaları, kitaplar, tefsirler ve diğer önemli eserleri içeriyordu. Bu mekanlar, İslam bilginlerinin eserlerini ve diğer kültürel mirasları barındırarak, bilim, felsefe, tarih ve edebiyat alanlarında zenginleşmeyi sağladı.
  • Kütüphane Yapısı: Büyük Selçuklu sarayları içinde yer alan kütüphaneler genellikle özenle tasarlanmış yapılar içinde bulunurdu. Zarif mimari detaylar, kitap rafları, masalar ve okuma alanları içerirdi. Kütüphane binaları genellikle sessiz ve huzurlu bir ortam sunarak, bilginin rahatça öğrenilmesine olanak tanırdı.
  • El Yazmaları ve Eserler: Büyük Selçuklu kütüphaneleri, özellikle el yazmalarının muhafaza edildiği yerlerdi. Bu el yazmaları, İslam dünyasının çeşitli konulardaki bilgi birikimini içerirdi. Kütüphanelerde genellikle Kur'an-ı Kerim nüshaları, tefsirler, hadis kitapları, tarih eserleri, matematik, astronomi ve diğer ilimlere ait el yazmaları bulunurdu.
  • Bilim ve Sanat: Büyük Selçuklu kütüphaneleri, bilim ve sanatın gelişimine katkıda bulunan önemli merkezlerdi. Kütüphanelerdeki eserler, bilginin yayılmasını teşvik ederken, çeşitli alanlardaki keşiflere ve yeniliklere zemin hazırladı. Bu dönemdeki bilginin muhafaza edilmesi, daha sonraki İslam medeniyetlerine ve Avrupa Rönesansı'na ilham kaynağı oldu.

Savunma Yapıları: Saray kompleksi, çevresinde genellikle savunma yapıları içerirdi. Duvarlar, kuleler ve kale benzeri yapılar, sarayın güvenliğini sağlamak amacıyla inşa edilirdi. Bu yapılar, sarayın içindeki değerli varlıkları ve sultanı koruma görevini üstlenirdi.

  • Sur ve Kaleler: Büyük Selçuklu Hükümdarlığı, geniş topraklara sahip bir imparatorluk olduğu için sınırlarını korumak amacıyla surlar ve kaleler inşa etti. Büyük şehirler, stratejik geçitler ve sınırlar üzerinde yer alan kaleler, saldırılara karşı savunma sağlamak amacıyla kullanıldı. Bu kaleler, yüksek duvarları, savunma kuleleri ve kuşatmalara karşı dayanıklı yapılarıyla bilinirdi.
  • Hisarlar: Hisarlar, genellikle sınırlarda veya stratejik noktalarda inşa edilen güçlü savunma yapılarıydı. Bu yapılar, genellikle kalın duvarlar, savunma kuleleri ve hendekler içerirdi. Hisarlar, hem sınır bölgelerini korumak hem de potansiyel düşman saldırılarına karşı bir engel oluşturmak amacıyla kullanılıyordu.
  • Gözetleme Kuleleri: İmparatorluğun farklı bölgelerinde gözetleme kuleleri inşa edildi. Bu kuleler, sınır bölgelerinde düşman faaliyetlerini gözlemlemek ve hızlı bir şekilde haberleşmek için kullanılıyordu. Gözetleme kuleleri, genellikle yüksek yerlere inşa edilir ve çevredeki araziyi gözetleme konusunda stratejik bir avantaj sağlardı.
  • Sarnıçlar ve Su Yapıları: Savunma yapıları sadece askeri açıdan değil, aynı zamanda su kaynaklarına olan erişimi kontrol etmek amacıyla da kullanıldı. Sarnıçlar, kalelerin ve surların altında suyu depolamak için inşa edilirdi. Ayrıca, su kuyuları ve su temini için kullanılan yapılar, düşmanın kuşatma sırasında su kaynaklarını kontrol etmek için stratejik bir rol oynardı.
  • Kuşatma Savunmaları: Büyük Selçuklu Hükümdarlığı, hem kendi topraklarını savunmak hem de diğer imparatorluklara karşı kuşatma saldırılarına karşı koymak için çeşitli savunma stratejilerini benimsemiştir. Kuşatma savunmaları, kuşatma makinelerine ve düşman ordusuna karşı dayanıklı yapıları içerirdi. Ayrıca, kuşatma sırasında savunma için stratejik noktalara yerleştirilen topçular da kullanılırdı.
  • Stratejik Konumlandırma: Savunma yapıları, genellikle coğrafi olarak stratejik konumlandırılmıştı. Sınırları korumak, ticaret yollarını kontrol etmek ve düşman saldırılarına karşı etkili bir savunma sağlamak için yapılar stratejik noktalara inşa edilirdi. Bu konumlandırma, imparatorluğun güvenliğini ve sınırlarını korumak için önemliydi.

Bahçeler ve Su Yapıları: Büyük Selçuklu sarayları geniş bahçelerle çevriliydi. Bahçeler, estetik değeri yüksek düzenlemelerle süslenmiş, çeşitli bitki türleriyle bezenmişti. Su özellikleri, havuzlar ve çeşmeler, sarayın görsel çekiciliğini artırıyordu. Bu bahçeler, aynı zamanda sultanın dinlenmesi ve özel anlarını geçirmesi için huzurlu alanlar sunuyordu.

  • Bahçelerin Mimarisi: Büyük Selçuklu sarayları, geniş ve estetik bahçelere ev sahipliği yapardı. Bu bahçeler, çeşitli bitki türleri, çiçekler, ağaçlar ve yürüyüş yolları ile düzenlenmişti. Mimarlar, bahçeleri estetik ve simetrik bir düzenle tasarlar, sakin ve huzurlu bir atmosfer yaratırlardı.
  • Süslemeler ve Çiçekler: Bahçeler, genellikle çeşitli süslemelerle zenginleştirilirdi. Bahçe yollarının kenarlarına yerleştirilen heykeller, çeşmeler, çeşitli taş işçiliği ve geometrik desenler, bahçelerin görsel çekiciliğini artırırdı. Ayrıca, çeşitli meyve ağaçları, güller, laleler ve diğer çiçekler bahçelerin renkli ve canlı bir görünüme sahip olmasını sağlardı.
  • Su Özellikleri: Büyük Selçuklu bahçeleri, su özellikleriyle de dikkat çekerdi. Geniş havuzlar, şadırvanlar, çeşmeler ve su kanalları, bahçelerin içine yayılmıştı. Su özellikleri, hem estetik bir görünüm sunar hem de bahçenin serin ve huzurlu bir ortam olmasını sağlardı. Ayrıca, su özellikleri, sultanın ikamet ettiği ana sarayın önünde ve bahçelerin merkezinde stratejik bir şekilde yerleştirilirdi.
  • Gölgelik ve Oturma Alanları: Bahçeler, sadece görsel zenginlik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda sultanın ve saray mensuplarının dinlenmesi ve keyifli zaman geçirmesi için uygun mekanlar sunardı. Genellikle gölgelik alanlar, oturma bankları, pergolalar ve özel pavilyonlar, bahçelerin farklı bölgelerine yerleştirilirdi. Bu alanlar, bahçelerde zaman geçiren insanlara rahat bir dinlenme ve sohbet mekanı sağlardı.
  • Bahçe Etkinlikleri: Bahçeler, özel etkinlikler, törenler ve ziyafetler için de kullanılırdı. Saray mensupları ve konuklar, bahçelerde düzenlenen çeşitli etkinliklere katılabilir, açık hava şölenlerine ve özel kutlamalara ev sahipliği yapabilirdi. Bu etkinlikler, sarayın sosyal ve kültürel hayatına renk katar ve sultanın büyüklüğünü vurgulardı.
  • Peyzaj Tasarımı: Büyük Selçuklu bahçeleri, peyzaj tasarımında özenle düzenlenirdi. Toprak yapıları, teraslamalar, yürüyüş yolları ve yeşil alanlar, bahçelerin düzenli ve estetik bir yapıya sahip olmasını sağlardı. Bu tasarım, hem görsel çekicilik hem de fonksiyonel kullanımı bir araya getirerek sarayın çevresini güzelleştirirdi.