Skip to Main Content
   
               

Suna Kıraç Kütüphanesi Hazine Serisi 13 - Antik Çağ'da Anadolu: Pamphylia / Suna Kıraç Library Treasure Series 13 - Anatolia in Antiquity: Pamphylia

Suna Kıraç Kütüphanesi Hazine Serisi 13 - Antik Çağ'da Anadolu: Pamphylia / Suna Kıraç Library Treasure Series 13 - Anatolia in Antiquity: Pamphylia

Antik Çağ'da Pamphylia

Giriş: Pamphylia’nın coğrafi konumu, tarihçesi ve önemi

Pamphylia, doğuda günümüz Taşeli olarak bilinen Dağlık Kilikia, batıda Teke Yarımadası’ndaki Lykia ve kuzeyde Pisidia ile komşudur. Güneyi ise Pamphylion Pelagos, yani Antalya Körfezi ile çevrilidir. Günümüz Antalya Ovası’nı bütünüyle içine alan bu bölge, doğu, batı ve kuzeyden dağlarla kuşatılmıştır. Bölgenin doğu sınırını kıyıda Melas (Manavgat) Irmağı ve Korakesion (Alanya) yöresi oluşturmaktadır. Kuzeyde Pisidia, kuzeydoğuda ise Isauria ile olan sınırları genellikle Toros Dağları’nın güney uzantıları belirler.

Zaman zaman Pamphylia’ya dahil edilse de, MÖ 160’tan sonra Lykia Birliği’ne üye olan ve bu nedenle Lykia kentleri arasında anılan Phaselis, bu bölgeye dahil edilmez. Bölgenin kuzeybatısında yer alan ilk kent Olbia olup, günümüze ulaşan kalıntıları oldukça sınırlıdır. Pamphylia’nın en ünlü kentlerinden biri olan Attaleia (Antalya), MÖ 2. yüzyılda Korykos yerine kurulmuştur. Ancak, modern kentin aynı bölgede gelişmesi nedeniyle antik kalıntıları oldukça azdır. 

Attaleia’nın güneydoğusunda Magydos, MÖ 425’te Attika-Delos Birliği’nde adı geçen Perge ise MÖ 2. bine kadar uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. Perge’nin kuzeyinde Elaibaris (Varsak) ve Lyrboton Kome adlı, Perge’ye bağlı zengin küçük yerleşimler bulunur. Doğusunda ise Pamphylia’nın önemli kentlerinden biri olan Sillyon yer alır. Sillyon’un doğusunda ise bir başka önemli şehir, Aspendos bulunur.

Attaleia’nın kuruluşuna kadar Pamphylia’nın tek ve en önemli liman kenti Side olmuştur. Bu büyük merkezler dışında, bölgede konumu kesinleşmiş veya henüz tam olarak saptanamamış birçok küçük yerleşim de bulunmaktadır.

Pamphylia Bölgesi, MÖ 80-78/49 yılları arasında Roma’nın Cilicia eyaletine, MÖ 49 yılında Asia eyaletine bağlıdır. MÖ 36 yılında topraklarının bir kısmı Galatia Krallığı sınırlarına dahil edilmiş, Amyntas’ın ölümünden sonra MÖ 25 yılında Augustus tarafından Pamphylia eyaleti olarak organize edilmiştir. MS 43 yılında Claudius döneminde  Lykia ile birlikte oluşturulan Lycia et Pamphylia eyaleti sınırlarındadır. Galba döneminde (MS 68-69) yapılan bir düzenleme ile Lycia bölgesi dışında kalan Pamphylia Galatia eyaleti valisinin idaresine bırakılmışsa da Vespasianus (MS 79-81) yeniden bölgeyi Lycia ile birleştirmiştir. Hadrianus döneminde Lycia-Pamphylia eyaleti idaresi senatoya bırakmış ancak bir süre sonra tekrar kendisine almıştır. Marcus Aurelius (MS 161-180) bölgeyi senatoya vermiştir (Bosch 1957, 43 vdd.; Magie 2002, 516 vd.).

Antik Yunan dünyasının en önemli coğrafyacı, tarihçi ve filozoflarından biri olan Strabon (XIV.4), Pamphylia'dan şöyle söz eder: 

1    Phaselis'ten sonra Pamphylia'nın başlan­gıcı ve büyük bir kale olan Olbia'ya ve oradan, büyük hacimde ve sesi uzaktan duyulabilen, çok şiddetle yüksek bir kayadan aşağı çarparak düşen ve Kataraktes olarak adlandırılan ırmağa varılır. Bundan sonra Attaleia kentine gelinir, adını ku­rucusu Attalos Philadelphos'tan almıştır; o, aynı zamanda büyükçe bir surla çevrilmiş küçük bir çevre kasabası olan Korykos'a da bir koloni gön­dermiştir. Hem Thebe, hem de Lyrnessos Phase­lis'le Attaleia arasında görülebilir. Kallisthenes'e göre, Troailı Kilikia'lıların bir kısmı Thebe Ova­sı'ndan Pamphylia'ya sürülmüşlerdir.

2   Ondan sonra Kestros Irmağı'na; bu ırmak­tan yukarı gemiyle altmış stadion gidilirse, bir kent olan Perge'ye; Perge'nin yakınında, yüksek bir yerde, her yıl genel bir festivalin düzenlendiği Artemis Pergaia Tapınağı'na gelinir. Ondan sonra denizden kırk stadion kadar yukarıda Perge'den görülebilen yüksek bir kent olan Syllion'a, sonra geniş bir göle Kapria'ya, sonra da Eurymedon Ir­mağı'na; ve gemiyle altmış stadion ırmak yukarı gidilirse Argos'lular tarafından kurulmuş, ka­labalık bir kent olan Aspendos'a gelinir. Aspen­dos'un üstünde Petnelissos bulunur. Sonra bir başka ırmak ve keza kıyıdan uzakta çok sayıda adalar gelir. Sonra Kyme'lilerin bir kolonisi olan ve içinde bir Athena Tapınağı bulunan Side'ye ge­linir, hemen yanında küçük Kibyrates kıyısı vardır.

Sonra Melas Irmağı ve bir demir atma yerine ve Ptolemais kentine ulaşılır. Buradan sonra Pamphylia'nın sınırları başlar ve Korakesion, Ki­likia Trakheia'nın başlangıcıdır. Pamphylia kı­yısı boyunca gezinin tümü altı yüz kırk stad­ion'dur. Herodotos, Pamphylia'lıların Amphilokhos ve Kalkhas tarafından önderlik edilen halkın soyundan olduğunu söyler. Bunlar karma bir topluluk olup, onlara Troia'dan katılmıştı ve birçokları burada kalmış; fakat bir kısmı da yer yüzünün birçok yerlerine dağılmıştı. Kallinos, Kalkhas'ın Klaros'ta öldüğünü söyler; fakat Mopsos'un yönettiği halklar Tauros'un ötesine geç­mişlerdir ve her ne kadar bazıları Pamphylia'da kaldıysa da, diğerleri Kilikia'ya, Syria'ya ve hatta Phonikia'ya kadar dağılmışlardır.
(Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika, XII, XIII, XIV), Çev. A. Pekman, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2000 (4. baskı), s. 249-50).