Skip to Main Content
   
               

Ankara'nın Harita Rehberi

Kenti Planlamak

Ankara kentinin planlama süreçleri

  1. 1924 -1927 Dönemi, 
  2. Jansen'in Ankara İmar Planı, 
  3. R.Uybadin - N.Yücel Ankara İmar Planı,
  4. Ankara Nazım İmar Bürosu
  5. Ankara 2015 Yapısal Şema Çalışması
  6. Ankara 2025 Planlama Çalışması

1924-1950 Planlama Süreci

Ankara’ya gelen haritacı subaylar 1924’te mahallerin adalara ayrılmış olduğu Ankara haritasını hazırlarlar.  Bu harita Ankara şehrinin 1920’li yıllarını günümüze taşımaktadır. Ayrıca haritada bugün hali hazırda olmayan Müslüman ve gayrimüslim mezarlıkları da yer almaktadır (Günel ve Kılcı, 2015, s.79). Ankara’nın su hatları ve çeşmeleri detaylı bir şekilde yer almıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra haritacılık çalışmalarının yeni başkenti planlamak üzerine yoğunlaştığını görmekteyiz. Kentin başkent olarak ilan edilmesinden kısa bir süre sonra Ankara Belediyesi başkent olma özelliğiyle yeniden örgütlenip, Falih Rıfkı Atay’ı da ilk İmar İdare Heyeti başkanı seçmiştir (Cengizkan, 2010, s.26). Başkent, memur, asker ve iş arayan insanlarla dolarak hızlı bir nüfus artışına sahne olmaya başlamıştır Hızlı ve kontrolsüz nüfus artışı planlamanın gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Belediye başkanı Asaf Bey tarafından oluşturulan İmar İdare Heyeti kentteki imar etkinliği yürütecek ve bu konuyla ilgili karalar alacaktır.

Ankara Şehir Planı’nın yapılabilmesi için ilk olarak bir haritaya gereksinim duyulur. 1924 Ankara haritası atlık olarak alınarak şehrin planlama sürecine başlanır (Cengizkan, 2010, s.28).

Ankara’nın modern anlamda ilk planı Ankara Belediye başkanı Mehmet Ali Bey tarafından 1917 yılında Keşfiyat ve İnşaat Türk Anonim Şirketi’ne yaptırılmıştır. Planda kentin güneyindeki kamulaştırmayı düzenlemek, Kale ve çevresini oluşturan 1917 yangından sonra yok olan eski şehri kentsel açıdan iyileştirmek istendiği anlaşılmaktadır (Cengizkan, 2010, s.31).

Bu planda şirket adına çalışan mimar Carl Christoph Lörcher’dir. 1924-1925 Lörcher planlarında ana tema “Eski Ankara’nın Dönüşü Yeni Şehir’in Kuruluşu olarak belirlenerek yol alınmıştır.

 

Plan bitmeden hızlı nüfus artışının ortaya çıkardığı durum, kamulaştırma yasasına uygun bir genişleme planıyla Yeni Şehrin “Çankaya” adıyla bir yönetim mahallesi olarak tasarlanmasını gündeme getirir. Burada parlamento, bakanlıklar ve devlet kuruluşlarının yer alacağı bir devlet mahallesi, aynı zamanda burada çalışan insanların yaşayabileceği bir konut bölgesi düşünülmüştür. 583 sayılı yasa ile 400 hektarlık bir kamulaştırma yapılmış bunun 300 hektarı gerçekleştirilmiş. Planda bunun 150 hektarı kullanılmıştır (Cengizkan, 2010, s.32).

1927 yılına gelindiğinde planın kapsadığı alanın nüfus artışına bakılarak geçerliliğini yitirdiği anlaşılır. Nüfus 25.000’lerden 107.000lere ulaşmıştır. Bu duruma bir çözüm önerisi getirebilmek adına Ankara Belediyesi Hermann Jansen, Leon Jausseley ve Josef Brix gibi ünlü şehir plancıları Ankara’ya davet ederek bir onlardan bir ön rapor elde eder ve bunların içinden Hermann Jansen’in raporu beğenilir.

1928-1932 Jansen planında sade bir bölgeleme ile kentin gelişme yönünü güneye doğru göstererek eski şehir çevresinde üç yönde yeni yapılaşma öngörülmektedir. Ankara Kalesi’ni kentin tacı, Bentderesi’ni kentsel regrasyon alanı, İstasyon bölgesini de kent merkezi olarak gelişime açmayı planlamıştır. 1924 Lörcher Planı'nın bütün değerleri benimseyen Jansen bir bölgeleme (zoning) planı geliştirerek kentin gelişme bağlamını tanımlayacak; bu çerçevede Amele Mahallesi, Üniversiteler Bölgesi, Tandoğan Havaalanı gibi bölgeleri tanımlayarak, ulaşım için ana arteri Atatürk Bulvarı olan genel bir plan önerecek; 1939 yılına kadar Belediye İmar Danışmanı olarak 1932 yılında kabul edilmiş olan planın gerçekleşmesi için Ankara-Berlin arasında gidip gelerek çalışacaktır. Jansen’in geliştirdiği sokak genişlikleri ile kat yüksekliği ve yoğunluk arasındaki oranlar, bütün Türkiye kentlerinde uygulanmaya başlar (Cengizkan, 2010, s.35).

"Lörcher planı ile başlayan ‘kamu kurumlarının kendi gereksindikleri konut ve lojmanları inşa etme’ düzeni, Jansen Planı döneminde de sürdü. Devlet memurları için memur evleri düşüncesi daha 1925’te ortaya atılmıştı, ama Jansen tarafından ‘devlet mahallesi’ olarak kavramlaştırıldı ve sonunda İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna doğru, 1944 yılına gelindiğinde, Emlak ve Eytam Bankası eliyle Saraçoğlu Mahallesi örneği ile somutlaştırıldı" (Cengizkan, 2010, s.36-37).

Jansen planı Kızılay’ı kent merkezi olarak öngörememesine rağmen II. Dünya Savaşı’ndan sonra Kızılay’ın çehresi değişmeye başlamıştır.  Özellikle de Saraçoğlu Mahallesi, Güven Anıtıyla beraber Güvenpark’ın düzenlenmesi, yaya yollarının, Kızılay Parkı’ndaki bisiklet yolunun yapılması, yol genişletme çalışmaları bu bölgeyi bir merkez olma konumuna getirmiştir.

Ankara 2015 Yapısal Şema Çalışması

Kentsel gelişimi ve planlamayı doğru bir şekilde ilerletebilmek adına bir ulaşım planı ve bu plana bir altlık teşkil edecek yeniden bir kentsel gelişim planı hazırlamaya karar verilmiştir. "1986 yılında ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden bir araştırma grubu 2015 hedef alınarak 1/100.000 ölçekte bir “Yapısal Plan” hazırlamıştır" (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.67)"

2015 yapısal planında topografik çanak içerisine sıkışmış Ankara’nın kentsel ve çevresel sorunlarına çözüm üretmek yönünde ilkeler tanımlanmıştır.

"2015 Yapısal Plan Şeması; “kamu kuruluşlarının yer seçim süreçleri”, “kent içi ulaşımın örgütlenme biçimleri”, altyapı sistemleri” ve “arsa fiyatlarının kontrolü”, “merkez oluşumu”, “sanayi yer seçimi” gibi kent makroformunu etkileyen süreçleri irdeleyerek, “desantralizasyon”un Ankara için sadece “normatif bir istek değil süreçlerdeki değişimlerin gerçekleşmesine olanak sağlayan bir eğilim” olduğunu saptamıştır" (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.67). Bu şema; “1990 Ankara Nazım Planı” kararlarını temel ilke olarak korumuş, ancak batı koridoru gelişme stratejisine karşın, kuzey, kuzey-doğu ve güneyde de Ankara’nın mevcut gelişme eğilimine bakılarak, desantralize bir yapılaşma öngörmüştür. 2015 Yapısal Planının öngördüğü şekilde kentsel yayılma düzenli bir biçimde gerçekleşememiştir. Kentin bir saçaklanma, yayılma eğilimini hazırlaması kentsel gelişme için çok önemli makroform önerileri olan 2015 Yapısal Planının önemli ölçüde zarar görmesine yol açmıştır (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.68).

Ankara 2025 Planlama Çalışması

2015 Yapısal Planının onaylanmamış, üstelik çevre yolu öngörüsü benzeri süreçlerle işlevsizleştirilmiş olması, 1990 yılında projeksiyon yılını tamamlayan bu üst ölçek planın yerine yeni bir üst ölçekli planın üretilmesini gerekli kılmaktaydı (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.69). Kentsel gelişimi kontrol edebilmek adına 2025 yılı erimli planlama çalışmaları Ankara Büyükşehir Belediyesince başlatılmıştır. "Bu sürecin ilk parçacı üst ölçek onaması, 14.03.1995 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca 1/25.000 ölçekli Güneybatı Ankara Gelişme Aksı ve 1/25.000 Yakacık-Yuva Çevre Düzeni Nazım İmar Planlarıdır. Bu çevre düzeni planlarına ait 1/5.000 ölçekli nazım imar planları etaplar halinde Ankara Valiliği’nce onaylanmışsa da, 1997, 1998 yıllarında Danıştay 6. Dairesi tarafından parçacı oldukları gerekçesiyle iptal edilen bu üst ölçekli planlar, speküle edilmiş durumdaki bölgenin kontrol edilmesindeki süreçleri önemli ölçüde etkilemiştir" (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.69). "1980’li yılların sonundan itibaren sürdürülen 2025 yılı hedefli üst ölçek plan çalışmaları, Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Dairesince 30.07.1998 tarihinde sonuçlandırarak Ankara 2025 Nazım Planı onaylanmak üzere Büyükşehir Belediye Meclisine sunulsa da, bu planın üst ölçekli bir plan olarak önemli kuramsal açmazları olduğu ifade edilmiştir" (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.69).

Planla ilgili eksiklerden dolayı 2001 yılında “Ankara 1990 Nazım Planı Kısmı Revizyonu” şeklinde bir plan hazırlanmış. Bu plan ile, 2015 planlama çalışmaları kapsamında tanımlanan koridorların varlığı kabul edilip, sürdürülmeye çalışılsa da, plan sadece mücavir alan sınırları ile sınırlanan ve odaklara karar üretemeyen zorunlulukları nedeniyle, koridorlar boyunca oluşturulmuş ışınsal gelişme, yeşil kama sistemi (Eskişehir Yolu Aksı - İncek, Taşpınar Aksı) ve bunlar arasındaki Atatürk Orman Çiftliği açılımı sağlayan havalanma koridorunu tanımlayan makroformun büyük ölçüde yitirildiği gözlemlenmektedir (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, s.69).

R. Uybadin - N. Yücel Ankara İmar Planı

Ankara kenti II. Dünya Savaşı’ndan farklı açılardan da etkilenmeler yaşamıştır. Göç olgusunun hızlı bir şekilde yayılmaya başlaması, kentin fiziki açıdan değişimi, sosyo kültürel yapının dönüşümü, kent yaşamında baskın hale gelmeye başlayan gecekondu yaşanan etkiler arasındadır.

Jansen planında 1978 yılında 300.000 olması beklenen nüfusa 1950 yıllarda ulaşılınca yeniden bir plan hazırlanması gereksinimi doğmuştur. Bu konuyla ilgili açılan yarışmayı Nihat Yücel-Raşit Uybadin önerisi kazanmış ve 1957 yılında onaylanmıştır. Planda 2000li, yıllar için 750.000 kişilik bir nüfus öngörüsüyle yola çıkılmış ama diğer planlarda olduğu gibi bu planda da öngörülen nüfusa daha erken ulaşılmıştır (Mimarlar Odası Ankara, 2004). 1965 yılına gelindiğinde nüfus 750.000’lere ulaşmıştır. Kızılay ve merkezin gelişimi plan çerçevesinde çok iyi algılanamamıştır. Özellikle kentin aldığı göç, toplu taşıma ve ulaşım araçlarının artışı, dolmuşun bir ulaşım aracı olarak hayatımıza ve Güvenpark’a girişi gibi durumlar plan açısından sıkıntılar yaratmıştır. Planda 1965 yılında kabul edilen 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu ile kentte uygulama bir imar planı olarak işlev görecek bir plan hazırlığına girilerek Bölge Kat Nazım Planı olarak hazırlanan haritalar 1968 yılında onaylanmıştır (Mimarlar Odası Ankara, 2004).

Ankara Nazım İmar Bürosu Planı

Zamanla kent bir metropole doğru ilerlerken 1969 yılında Ankara Metropoliten Alan Nazım İmar Bürosu kurulmuştur. 1970-75 yılları arasında bu büro kapsamlı olarak Nazım Planı şeması geliştirmiş ve 1982 yılında Ankara 1990 Nazım Planı olarak onaylanıp yürürlüğe girmiştir. Ankara 1990 Nazım Planı, bir imar planı deneyiminden çok, “yapısal plan (structure plan)” denebilecek yönlendirici bir çerçevenin ışığında, ayrıntılı planlama çalışmalarının yapıldığı, yeni bir planlama anlayış ve sürecini gündeme getirmiştir (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.65). "Ankara 1990 Nazım Planı”nda, 1990 da nüfusun 2.8 milyon (düşük göç kabulü)-3.6 milyon (yüksek göç kabulü) aralığında olacağı öngörülmüş, gerçekten de 1985 yılında Ankara nüfusu 2.3 milyon, 1990 yılında ise 2.5 milyon olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu planda bir batı koridoru dışına çıkılmayarak Batıkent, Eryaman, Sincan gibi toplu konut alanları, Sincan Organize Sanayi Bölgesi gelişmeye açılacak ve İstanbul yoluna "yönelinecektir (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.65).

Fakat bu planın onaylanma sürecinden sonra "Ankara Çevre otoyolu çalışmaları da Karayolları tarafından onaylanınca Nazım Planından tamamen farklı sanayi ve konut alanları için yer seçimi yapmak zorunda kalınmıştır. Nazım Planında değişiklikler yapılmak zorunda kalınmıştır. Kaçak yapılaşma ve gecekondunun önüne geçebilmek adına “Islah İmar Planlama Çalışmaları” düzenlenmesiyle de beraber Nazım Planı tamamen işlevsiz hale gelmeye başlamıştır" (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.66, )

1984 yılından sonra Ankara şehrinin nüfus artışı hızla devam etmiştir. Şehir "8 ilçeye ulaşmış ve sınırları çizilmeye başlamıştır" (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.67). Bu süreçte Ankara şehrinin nüfusu topografik bir çanak içerisinde yoğunlaşmaya başlamış ve kentsel açıdan hava kirliliği, ulaşım gibi sorunlar baş göstermiştir (Ankara Büyükşehir Belediyesi Makroform, 2013, s.67)