Archaeology

The İstanbul Archaeological Museums, a museum affiliated to the Ministry of Culture and Tourism, is located in İstanbul's Sultanahmet neighborhood, on the Osman Hamdi Bey slope connecting the Gülhane Park with the Topkapı Palace. Its name is plural, since there are three different museums under the same administration: The Archaeological Museum, the Ancient Orient Museum (Eski Şark Eserleri Müzesi) and Tiled Kiosk Museum (Çinili Köşk Müzesi).

In Ephesus, the archeological artifacts that were dug up between 1867-1905 were transported to the British Museum ; and findings from 1905-1923 were taken to Vienna. With the founding of the New Turkish Republic, the goverment forbade taking antiques out of the country and required the artifacts that were taken outside the country back to Turkey. In 1964, the Ephesus Museum was founded and the findings from the excavations at Ephesus archeological site and around were put to this museum.

Founded in 1922 by Süleyman Fikri Erten and housed first in the Alaaddin Mosque in the old city and then in the Yivli Minaret, the museum was later moved to its current location.This museum which has started in its new building in 1972 is considered one of the most important museums in Turkey for its contents, works from Hellenistic, Roman, Byzantine and Turkish periods.The museum consists of 12 display halls, gardens and open galleries. In these halls the history of Antalya is given in a chronological and instructive fashion starting with the first humans and continuing without interruption to the modern era.

The museum is located on Hacı Sani Konukoğlu Bulvarı, in the Mithatpaşa District of Şehitkamil. The museum tries to show its visitors a flavour of the lifestyle, culture and beliefs of the people living at that time in the city, by recreating their environment using full scale replicas of a street, fountain, building walls and foundation stones, constructed according to the architecture of the time.Mosaics that were found lying nearest to the River Euphrates are displayed at the entrance, followed by those that were found in locations increasingly nearer to the city terraces. Mosaics from the Roman hamam, found immediately under the body of the Birecik Dam, are displayed on the ground floor.

The Gaziantep Museum of Archaeology, located on İstasyon Caddesi (Station Road), is home to a large and varied collection of exhibits, some purchased and some obtained from archaeological excavations. As an area that has seen continuous settlement from the Lower Palaeolithic Period until today, Gaziantep began establishing its museums back in 1944, with the Archaeology Museum on İstasyon Caddesi opening its doors in 1969. Mosaics excavated from the ruins of ancient Zeugma and a growing number of other artefacts resulted in the museum running out of exhibition space, so in 2011 the mosaics were moved to their own Zeugma Mosaic Museum, and the government announced plans to redesign the Gaziantep Museum of Archaeology. In line with contemporary museum concepts, the exhibition halls have been enlarged creating new, modern display areas, and on 18 May 2017, the museum was reopened to the public.

The Anatolian Civilizations Museum, which has been the home of the original works of Anatolian lands since the Paleolithic age, consists of two historical buildings These buildings are the Ottoman Period buildings; Mahmutpaşa Covered Bazaar and Kurşunlu Inn. Having been renovated in 2014, this museum allows you to travel through history via virtual tours, animations and replicas of T-shaped stone pillars and other replicas of Göbeklitepe.

Türkiye’nin ilk arkeoloji müzelerinden biri olan Bursa Arkeoloji Müzesi, 1904 yılında Bursa Erkek Lisesi’nde Müze-i Hümayun adıyla kurulmuştur. 1972 yılına kadar değişik yerlerde korunmaya çalışılan arkeolojik eserler bu tarihte Reşat Oyal Kültürparkı içerisinde yaptırılan binasına taşınmış ve çağdaş bir anlayışla tanzimi yapılarak ziyarete açılmıştır. Müzede M.Ö. 15 milyon yıl öncesi fosil kalıntılarından Bizans Devri sonuna kadar çeşitli dönemlere ait antik Bithynia ve Mysia bölgelerinden toplanmış eserler sergilenmektedir. 3500 m²’lik bir alanı kaplayan müze, sanat galerisi, seramik-cam ve madeni eserler salonu, sikke ve prehistorik eserler salonu ile taş eserler salonundan oluşmaktadır. Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren müze, belki de park içindeki sabah yürüyüşünüzü bir kültür gezisiyle birleştirebileceğiniz ender mekânlardan biri olma özelliğini taşıyor.

One of the largest buildings of Hierapolis Ancient Town was the Roman Baths. Since 1984 this building has been used as the Hierapolis Archeology Museum. Alongside works of art from the excavations at Hierapolis are findings from Laodicea, Colossae, Tripolis, Attuda and other towns of the Lycus (Çürüksu) Valley.Also, the museum has an extensive section devoted to artifacts found at Beycesultan Höyük that includes some of the most beautiful examples of Bronze Age crafts. Material which has come the surface in the Caria, Pisidia, and Lydia regions are also on display in the museum. The museum's exhibition space consists of the three closed areas of the Hierapolis Bath and the open areas on the eastern side which are known to have been the library and the gymnasium. Many of the large exhibits and all the small exhibits are shown in rooms A, B and C that were the three closed sections of the bath. Marble and other stone artifacts are exhibited in the garden.

Erzurum Arkeoloji Müzesi; Erzurum ve çevre illerden çeşitli şekillerde kazandırılan eserlerin sergilendiği müze ilk olarak 1944 yılında Yakutiye Medresesin de faaliyete geçirilmiştir. 1947 yılında Çifte Minareli Medrese’ye taşınan müze burada 20 yıl kadar işlevini sürdürmüştür. Giderek artan gereksinim nedeniyle 1964 yılında Erzurum’da yeni bir müze binası yapılmasına karar verilmiştir. Murat Paşa Mahallesinde inşaatı tamamlanan müze 1968 yılında ziyarete açılmıştır. Yakutiye Medresesi’nin 1994 yılında Türk-İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak açılmasıyla birlikte yeni yapılan müze binası Arkeoloji Müzesi haline gelmiştir. Müzenin sergi salonlarında, bölgemizde yaşamış toplumların kültürel gelişimi, üretimi, yaşam tarzı, sanatı, dini inançları ve gelenekleri gibi birçok konuda ziyaretçilere bilgi sunan eserler sergilenmektedir.

Eskişehir il ve ilçelerinden toplanan taşınır kültür varlıkları ile 1945 yılında Eskişehir Alaeddin Camii’nde bir depo müze oluşturulmuştur. 1966 yılında Odunpazarı Semtinde bulunan Kurşunlu Camii Külliyesi’nde Eskişehir Müze Müdürlüğü resmen kurulmuş, teşhir ve hizmete açılmıştır. 1974 yılında Akarbaşı Mahallesi, Atatürk Bulvarında yapılan yeni binasında çalışmalarını sürdürmüştür.

Scientific excavations were started for the first time in 1932 in Hatay and collected various cultural and historical documents of every period from 4th thousand BC until today. Because of the big number of works found in the first years of the studies, the establishment of a museum in Hatay was decided upon the request of M. Prost, Antiquities Inspector, working in Hatay, which was under the French domination. The plan prepared in compliance with the modern museum understanding of the day was applied in 1934. In the museum, whose construction was completed in 1939, works found in three different scientific excavations are exhibited.

Ege Bölgesi’nde yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarında bulunmuş olan pek çok esere İzmir Arkeoloji Müzesi ev sahipliği yapmaktadır.1924’te Basmane Kapılar Semti’nde kurulan müze, 1927’de halka açılmıştır. Şu an hizmetteki müze binası 1984 yılında Konak Bahribaba Parkı içerisinde kurulmuştur. Üç katlı müzede teşhir salonlarının yanı sıra restorasyon laboratuarı, kütüphane, arşiv deposu ve tüm eserlerin ayrı kategorilerde korunup saklandığı depolar bulunmaktadır.

Bodrum Kalesi içinde yer almakta olup dünyanın en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Bodrum'da gezilecek ve görülecek en popüler yerlerden birisidir. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi bünyesinde 14 adet sergi salonu bulunmakta olup dünyanın en zengin Doğu Akdeniz amforaları koleksiyonuna sahiptir. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'nde Yassıada, Şeytan Deresi ve Serçe Limanı batıkları da sergilenmektedir.

ayseri İli, Merkez Melikgazi İlçesi, Gültepe Mahallesi Kışla Caddesi No: 2'de yer alır. Müze inşaatına 1965 yılında başlanmış olup, 26 Haziran 1969 yılında teşhir ve tanzim çalışmaları bitirilerek hizmete açılmıştır.
Müze, 8704 m²lik bahçesi içerisinde 580 m²lik iki katlı bir kullanım alanı üzerine oturmaktadır. Bina iki büyük salon, bir koridor ve çalışma odaları ve depodan oluşmaktadır.
Günümüzde tamamı arkeolojik eserlerden oluşan müzedeki eserlerin teşhir ve tanziminde, eldeki imkanlar ölçüsünde kronolojik bir düzen gözetilmiştir; eserler iki büyük salon ve bahçede sergilenmektedir

Konya Arkeoloji Müzesi, 1962 yılında hizmete girmiştir. Neolitik, Erken Bronz, Hitit, Frig, Grek, Roma ve Bizans devirlerine ait eserler teşhir edilmektedir. Çatalhöyük, Canhasan, Erbaba, Sızma, Karahöyük ve Alâeddin Tepesi'ndeki kazılarda çıkan eserler ile Roma dönemi lahitlerinin sergilendiği müze, pazartesi haricinde haftanın her günü ziyarete açıktır.

Daha önce Batı Anadolu kıyılarındaki kazılara istasyon görevindeki öncüleri olan şube, enstitünün yüzüncü yılı vesilesiyle 1929´da kurulmuştur. Şube 1989 yılından beri eski Alman Büyükelçiliği binasında hizmet vermektedir. Görev alanını Anadolu´nun tarihöncesi çağlarından Osmanlı Dönemi´ne kadar olan süreyi kapsayan araştırma projeleri oluşturur.

IFEA (Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü) Fransa Dışişleri Bakanlığı'na ve Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'ne (CNRS (USR 3131)) bağlı bir Fransız kurumudur. Konusu Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu toprakları olan İnsani ve sosyal bilimler alanında ve Antik Dönem bilimleri alanında ki çalışmaları yüreklendirme ve yönetme görevi vardır.
İstanbul Şehir Gözlem Merkezi (OUI) vasıtasıyla, IFEA şehircilik, kültürel miras, şehir politikaları ve kentsel hareketlilik üzerine araştırmalar yürütmektedir.
Türk Siyaseti Gözlem Merkezi ve Kafkasya Gözlem Merkezleriyle enstitü, Türkiye'deki, Kafkasya'daki ve Karadeniz Bölgesi'ndeki güncel gelişmeleri takip etmektedir.
Son olarak çağdaş kültür politikaları üzerine araştırma programları üretmktdir. (XIX. –XXI. yüzyıllar).

The Institute for Archaeologists is a professional organisation for all archaeologists and others involved in protecting and understanding the historic environment. It is a democratic organisation, run by an elected Council, and supported by committees responsible for all areas of the Institute’s work.

The Institute has a number of functions. It represents the interests of archaeology and archaeologists to government, policy makers and industry, sets standards and issues guidelines, works to improve pay and conditions, improves member career prospects by promoting and organising training and informing them of developments in professional practice, provides a wide range of membership services, and through its Registered Organisations scheme improves employment practices and raises standards of work.

Founded in 1958 as the Netherlands Historical-Archaeological Institute, NIT is a research center dedicated to the study of the (historical) cultures and societies of Anatolia and Turkey. More broadly, the institute aims to support those humanities and social sciences fields that have a bearing on Anatolia, the Near East and the Eastern Mediterranean world. It has a well-established tradition of carrying out archaeological research projects. The architectural history of the Ottoman period forms a second focus of research. Beyond that, the institute supports and facilitates the research carried out by Dutch and Turkish scholars and institutions as well as that of others.

The mission of the Institute of Nautical Archaeology is
"to fill in the gaps of history and provide answers to challenging historical questions through the study and examination of the vessels that have traveled the world's waterways for millennia, carrying people and cargo, and making possible the widespread exchange of ideas, innovation and invention."

SRII is an Istanbul-based Swedish multidisciplinary research institute. It was founded in 1962 as one of three Swedish research institutes in the Mediterranean region. The other two were located in Rome (founded in 1925) and in Athens (founded in 1948). In 2000 an additional institute was established in Alexandria.

The aim of the SRII is to promote research activities on an academic level in and on Turkey, West and Central Asia, particularly within in the humanities and social sciences. Disciplines and/or fields of study that are traditionally represented at the institute are Oriental literature and Linguistics, Archaeology and Art history, Classical and Byzantine studies, West Asian history (with special emphasis on Ottoman and modern Turkish history), Sociology, Anthropology, Educational studies and Political science, including international relations.

In 1994 at the Inaugural Meeting of the European Association of Archaeologists (EAA) held in Ljubljana, Slovenia, the EAA Statutes were formally approved. They stipulate that the EAA was created:
- to promote the development of archaeological research and the exchange of archaeological information
- to promote the management and interpretation of the European archaeological heritage
- to promote proper ethical and scientific standards for archaeological work
- to promote the interests of professional archaeologists in Europe
- to promote co-operation with other organisations with similar aims

BIAA is internationally renowned for over 60 years’ work supporting, enabling and encouraging world-class research in Turkey and the Black Sea region in the fields of history, archaeology and related social sciences.Founded in 1947, the BIAA was incorporated in the 1956 cultural agreement between the Republic of Turkey and the United Kingdom. The BIAA is one of the British Academy's overseas Institutes. It has offices in Ankara and London, and a dedicated staff of experts from a wide variety of academic and cultural backgrounds.

Kentin arkeolojisi, yalnızca kentte yapılan denetimli kazılar değil, bu kazılarda ve tarihi belgelerde çıkan bulguların, kent mekânına, kentin ve kentlinin belleğine ve hatta gündelik yaşantısına katılmasıdır. Yakın zamanda yaşanan son derece hızlı kentsel dönüşümlerin ve mimarlık alanından gündeme getirilen tabula rasa söylemlerinin kent belleğinde yarattığı tahribat karşısında, kentin arkeolojisinin önemi artan bir gündem haline getirilmesi acil bir ihtiyaçtır. Modern kent ve kent insanının giderek düzleştirilen zaman algısının ve belleğinin yeniden açılarak zenginleştirilmesinin ancak bu yolla, tarihi ve arkeolojik bulguların araştırılması ve tüm kamuya sergilenmesi ile mümkün olacağına inanıyoruz.

GABAM, bu önemli potansiyeli değerlendirmek düşüncesiyle kurulmuş bir bilimsel araştırma merkezidir. Merkez, Geç Antik Çağ ve Bizans olarak adlandırılan kültür dönemleri (yaklaşık olarak M.S. 3.–15. yüzyıllar arası) ile ilgili bilimsel çalışmalar ve etkinlikler gerçekleştirmeyi, ilgili disiplinlere evrensel ölçekte bilimsel katkı sağlamayı hedeflemektedir.

Tina, Türkiye ve denizlerimizdeki arkeolojik zenginlikleri dünya kamuoyu ve bilimsel kurumlara anlatmak. Bu meyanda yurt içi ve dışı yayınlar, konferanslar, paneller, seminerler, açık oturumlar, sempozyumlar, kurslar, fuarlar, şenlikler, sergiler, festivaller, toplu inceleme gezileri gibi sanatsal etkinlikler ve toplantılar düzenlemeyi amaçlamaktadır.

ÇEKÜL was founded in 1990 by a group of intellectuals, the majority of whom were academics. Concerned about the impact of uncontrolled urban development and migration from the countryside, they joined forces to set up an organization to act as a guardian for Turkey’s threatened natural resources and cultural heritage.